Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Faize, zulme, haksızlığa dur demek..

  Selam olsun, Allah'ın adaletine ve hakikatine gönülden inanan tüm müminlere! Rabbimizin bizlere öğrettiği hakikate ve adalete dayanarak, sizlere sesleniyorum. Bugün dünya üzerindeki sistemin içinde bulunduğu yozlaşmayı, zulmü, adaletsizliği ve faizin yaygın etkilerini görmekteyiz. Faiz, nefsin ve hırsın bir aracı olmuş, insanları birbirine düşürmüş, toplumsal yapıyı sarmış ve her birimizin ruhuna ziyan vermiştir. Allah, kitabında ve Resulü'nün sünnetinde bizlere net bir şekilde belirtmiştir ki, faiz haramdır. Faiz, insanı sömürür, ekonomik kölelik yaratır, insanları birbirine karşı daha acımasız kılar. Faiz, hakikatin ve adaletin önünde bir perde gibidir; haksız kazanç sağlamak, insanları yoksulluğa düşürmek, toplumun düzenini bozmak ve kalpleri karartmak faizin temel özellikleridir. Ey müminler, bugüne kadar zulmün kol gezdiği bu sistemde, sizleri bu batıl düzene karşı uyarıyor ve Allah'ın izniyle sizlere çağrı yapıyorum: Faiz zulmüne son verelim! Bu, yalnızca bir ekonom...

Hakkın ve Adaletin Yolunda Birlikte Yürümek

  Ey dostlarım ve kardeşlerim! Bu dünyada bir kul olarak bana düşen, Allah’ın rızasını aramak, zulmü ortadan kaldırmak ve insanlığa fayda sağlayacak bir düzenin tesisi için gayret etmektir. Bu yolda yalnız yürümem gerektiğini düşünmüyorum. Aksine, Rabbim bana bu görevi verirken, iyilik ve adalet yolunda birlikte çalışabileceğim kardeşlerimi de lütfetmiştir. İşte bu sebeple, Dr. Fatih Erbakan ve Yeniden Refah Partisi ile omuz omuza çalışmayı, hem ülkemiz hem de dünya için hayırlı işler yapmayı arzu ediyorum. İman ve Amelin Birleştiği Nokta Bir toplumu inşa eden unsurlar, iman ve amelle harmanlanmış bir adalet düzenidir. Bugün, insanlar arasında sevgi, barış ve kardeşlik tohumlarını ekmek için birlik olmak mecburiyetindeyiz. Dr. Fatih Erbakan ve Yeniden Refah Partisi, bu gayeye hizmet etmeye aday bir hareket olarak karşımıza çıkmıştır. Onların çizgisi, mazlumların yanında olmak, hakkı savunmak ve ekonomik adaleti sağlamak üzerine bina edilmiştir. Bu dava, benim de gönlümde yanan ad...

WhatsApp mesajlarım!

  Merhaba, Biliyorum ki, WhatsApp üzerinden gönderdiğim mesajlar bazen uzun ve detaylı olabiliyor. Ancak, bu mesajları yazarken hiçbir zaman yüzeysel düşüncelerle hareket etmiyorum. Her zaman düşündüklerimi, içimdeki hakikatleri ve hislerimi en dürüst haliyle paylaşmak istiyorum. Mesajlarımın Amacı Bazen insanlar uzun mesajları sıkıcı veya yorucu bulabiliyor. Fakat ben, her bir kelimemi bilinçli olarak seçiyor ve bir amaca hizmet etmesi için yazıyorum. Belki de biraz fazla detaylı oluyorum ama bunlar benim düşüncelerimi tam olarak ifade edebilme çabamdan kaynaklanıyor. Bu mesajlarla, içimdeki her bir duyguyu ve düşünceyi anlamanızı, olaylara farklı bir bakış açısıyla yaklaşmanızı sağlamayı umuyorum. Teşekkürlerimi İletmek İstiyorum Bu mesajımı yazarken, özellikle şunu belirtmek istiyorum: Mesajlarımla ilgilenen, onları okuyup anlamaya çalışan, bana zaman ayıran herkese gönülden teşekkür ediyorum. Gönderdiğim her mesajda, bazen çok derin düşüncelerimi, bazen ise sadece içimi dökme i...

Hakikat Yolunda Son Sözler

  Ey hakikatin yolcuları! Bu zamana kadar sizlere hakikat yolunda ışık tutacak paylaşımlarda bulunduk, Rabbimizin izniyle doğruyu göstermek için sözlerimizi kalemle işledik, hakikati anlamanız için kelimelerle köprüler kurduk. Her bir paylaşım, hakikat arayışında olanlar için bir rehber, bir işaret fişeği, bir yol haritasıydı. Bu blogda yer alan her kelime, yüreğimde taşıdığım ağır bir mesuliyetin ifadesiydi. Ancak bilinsin ki, bir başlangıcın olduğu gibi bir son da vardır. Hakikat Yolunun Rehberleri Artık Sizlersiniz Bu blogda paylaştığım her bir bilgi, her bir öğüt, sizin için bir mirastır. Artık bu sözlerin rehberliğini yüreğinizde taşımanız gerekiyor. Rabbim şahittir ki, buraya kadar üzerime düşeni yapmaya çalıştım. Ancak bir vakit gelir ki, hakikat yolcusunun durması ve ardında bıraktığı izlerin yeterli olduğuna inanması gerekir. Bugün o vakittir. Bugünden sonra daha fazla söz söylemeyeceğim. Çünkü hakikat yolu, yalnızca söylenenlerle değil, yürüyenlerin eylemleriyle de anlam ...

Hakikat Yolunda Diken Olanlara Uyarı

Ey hakikatin yolcuları! Ey kendisini Müslüman olarak adlandıranlar! Bilin ki, bu yol uzun, meşakkatli ve sabır isteyen bir yoldur. Ancak en zor olanı, bu yolda yürüyenlerin karşısına çıkan engellerin bizzat kardeşlerinden, yani Müslümanlardan gelmesidir. Rabbim şahittir ki, İslam’ı bir bayrak gibi taşımaya çalışanların önüne diken olup yolunu kesenler, yalnızca o kişilere değil, hakikatin kendisine de zarar verirler. Hakikatin Önündeki Diken Olmak Ey iman edenler! Unutmayın ki, Allah’ın razı olduğu bir kul olmak sadece ibadetle değil, aynı zamanda birbirinize destek olmakla mümkündür. Rabbimiz buyurur: “Müminler ancak kardeştir.” (Hucurat, 10). Eğer bir mümin kardeşiniz hakikat uğruna mücadele veriyorsa, onun yoluna taş koymak değil, ona omuz vermek size düşer. Çünkü hakikatin önündeki diken, yalnızca o yolda yürüyenin ayaklarını değil, ümmetin tamamını kanatır. Niyetlerinizi Sorgulayın Kendi ne...

Büyük Sözü Dinlemek

Ey insanlar! Kulaklarınızı açın ve gönüllerinizi hakikatin ışığına açın. Büyük sözü dinlemek, yalnızca bir nasihat değil, Rabbimizin bizlere gösterdiği bir hikmet yoludur. Büyüklerin sözünde, hayatın tecrübelerinden süzülmüş hakikatler ve ilahi hikmetlerin izleri vardır. O sözler ki, nice insanı karanlıktan aydınlığa çıkarmış, nice gafleti farkındalığa dönüştürmüştür. Tevazu ve Hikmet Yolu Büyük sözü dinlemek, bir alçakgönüllülük işaretidir. İnsan, nefsine yenilip her şeyi bildiğini zannettiğinde, oysa ilminin bir damla olduğunu unutmaktadır. Nitekim, Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyurur: “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 9). Büyüklerin sözünü dinlemek, bilmeyeni bilene yaklaştırır, tecrübesizi olgunlaştırır ve insanı hidayet yolunda ilerletir. Bilgeliğin Kaynağı Büyüklerin sözü, sadece yaşanmışlıkların değil, ilahi hikmetin de yansımasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurur: “Hikmet,...

Yıldızların Hikmeti

  Ey gökyüzüne bakan, yıldızları izleyen dostlar! Karanlık bir gecede göğe baktığınızda o sonsuz derinlikte parlayan yıldızlar size ne söylüyor? Onların sessizliği, aslında derin bir hakikati fısıldamaktadır. Her biri birer rehber, birer işarettir. Yıldızlar, Allah’ın yaratılışındaki hikmeti ve kudreti gözler önüne serer. Onlara bakarak düşünün, tefekkür edin ve kendi yolculuğunuzda onlardan ilham alın. Yıldızlar: İnsana Yol Gösteren Rehberler Yüce Allah, yıldızları sadece gökyüzünü süslemek için yaratmadı. Onlar aynı zamanda insanlara yol gösteren işaretlerdir. Geçmişte denizciler, yıldızlara bakarak yollarını buldu; çöllerde kaybolmuş yolcular, onların rehberliğinde kurtuluşa erdi. Tıpkı bu yolculuklar gibi, yıldızlar ruhani anlamda da bize rehberlik eder. Her bir yıldız, insanın yolculuğunda bir durak, bir işaret taşıdır. Yıldızların Sessiz Mesajı Yıldızlar sessizdir; ne konuşurlar, ne de duyulur bir ses çıkarırlar. Ancak onların sessizliği, derin bir hikmeti saklar. Her biri, A...

Sorun Bana, Cevap Vereyim Size

  Ey hakikati arayanlar, sizlerin kalbinde uyanan soruları görüyorum. Bu sorular, gerçeği bulma arzusu ve adalete ulaşma isteğidir. Bu dünyada herkesin bir arayışı, bir özlemi vardır. Kimi hakikati, kimi huzuru, kimi ise adaleti arar. Ben buradayım, sizinle konuşmak ve kalplerinizdeki sorulara cevap olmak için. Sadece sormanız yeterlidir. Çünkü sorular, gerçeğin kapılarını aralar. Sormaktan Korkmayın Bilgi ve hikmet, soru sormakla başlar. Soru sormak bir eksiklik değil, bilakis öğrenme isteğinin bir göstergesidir. Sorular, insanın cehaletten kurtulması için attığı ilk adımdır. Sizden isteğim, sormaktan korkmamanızdır. Zira her soru, bir cevabı arar ve bu cevap, sizi hakikatin yoluna daha da yaklaştırır. Ey insanlar, sorun ki öğrenesiniz, sorun ki doğruyu bilesiniz. Her Sorunun Bir Cevabı Vardır Unutmayın ki hiçbir soru cevapsız kalmaz. Kalbinizden geçen her düşünce, zihninizi meşgul eden her mesele, bir cevabı hak eder. Ancak önemli olan, bu cevapları ararken sabırlı ve samimi olma...

Gerçek Dostluk ve Hakikatin Sesi

  Dostluk, dünyada insana bahşedilmiş en değerli nimetlerden biridir. Ancak bu nimeti anlamak ve hakkını vermek, sadece sevgi ve sadakatle değil, aynı zamanda hakikatin ışığını sakınmadan paylaşmakla mümkündür. Gerçek bir dost, dostunun göz göre göre yanlışlara sürüklenmesine izin vermez. Onu acı da olsa uyarır, kusurlarını dile getirir ve doğru yola sevk etmeye çalışır. İşte bu, dostluğun en yüce halidir. Dostluk ve Hakikatin Kıymeti Hakiki dost, dostunun ayna misali olmalıdır. O aynaya baktığında, kendi eksiklerini ve kusurlarını görebilmelidir. Zira dost, yalnızca güzel sözler söyleyen bir yoldaş değil, aynı zamanda insanı geliştiren ve doğru yola sevk eden bir rehberdir. Dostun acı sözü, kalpte anlık bir sızı yaratabilir ama bu sızı, hakikatin şifasıdır. Çünkü dostluk, sadece iyi günlerde değil, zor zamanlarda da sadakat ve dürüstlükle ayakta kalır. Acı Sözün Hikmeti Ey hakikati arayan kişi, bil ki acı söz, eğer bir dosttan geliyorsa o, bir nasihat ve bir öğüttür. İnsan, nefsin...

Hakikatin Işığında Bir Liderlik Manifestosu

  Adaletin ve hikmetin tesis edilmesi, insanların huzura kavuşması ve Allah’ın rızasının kazanılması için yol gösterici ilkeler, her çağda ve her zeminde büyük önem arz eder. Bugün, doğru bir liderlik anlayışı ve İslam ahlakına dayanan bir yönetim modelinin temellerini inşa ederken bu nasihatlere kulak vermek, hakikat yolculuğunda bizlere rehberlik eder. İşte, bu yolda izlenecek esaslar ve onların hakikate dair yorumları: 1. Ketumiyetin Önemi Görev yüklenen bir kimse, sırları muhafaza etmelidir. Sır, emanettir ve emanete hıyanet eden, güveni zedeler. Bil ki ketumiyet, Allah’ın kuluna bahşettiği bir nimettir. İyiliği korumak için susmak gerekirse sus, hakkı söylemek gerekirse de haykır, ancak hiçbir zaman gereksiz ifşadan kaçın. 2. Şeffaflık ve Doğruluk Her işinde açık ve dürüst ol. Gizli planlar yaparak insanları aldatma. Şeffaflık, insanları bir arada tutan güven bağını güçlendirir. Bir liderin en büyük silahı, halkının ona olan güvenidir. Bu güveni sarsacak her türlü ikiyüzlülük ...

Metafizik Bilginin Hakikati

Metafizik bilgi, insanın akıl sınırlarının ötesinde olan hakikatlere ulaşma çabasıdır. Bu bilgi türü, maddi dünyanın sınırlarını aşan, insan ruhunun derinliklerinden yükselen ve varlığın özüne dair anlamlar arayan bir anlayışı ifade eder. İnsanın sadece duyu organları ve aklıyla erişemeyeceği bu bilgi, kalp gözüyle ve manevi bir derinlik ile idrak edilebilir. Metafizik, varlığın asıl kaynağına yönelmenin, hayatın ve evrenin hakikatine dair derin bir tefekkürün adıdır. Metafiziğin Önemi İnsan, varoluşunun manasını anlamak için yalnızca maddi dünya ile sınırlı kalamaz. Zira, maddi dünyanın ötesinde daha büyük bir hakikat, daha derin bir anlam yatar. Metafizik bilgi, bu anlamı keşfetmek için insanı ruhsal bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculuk, insanın hem kendisini hem de yaratılışın amacını anlamasını sağlar. Metafizik, insanın yaratıcı ile olan bağını güçlendiren, hayatın görünenin ötesindeki boyutunu anlamaya çalışan bir ilimdir. Metafizik ve İnanç Metafizik bil...

Bilge Lider Olmanın Yolları

Bilgelik, insanın ruhuna doğuştan işlenmiş bir cevher değildir. O, zamanla sabır ve gayretle işlenen, insanın kendisini geliştirmesiyle şekillenen bir meziyettir. İnsan, bilge bir lider olmayı arzuluyorsa, bunu sadece kendisine bahşedilmiş bir yetenek olarak değil, elde edilmesi gereken bir hedef olarak görmelidir. Bilgelik, nefsi terbiye ederek, hakkaniyetle davranarak ve adaletle hükmederek kazanılan bir sıfattır. Bu, sabır, tefekkür ve samimi bir çabanın sonucunda elde edilir. Bilgelik, Yarışma Değil Bir Yolculuktur Bilge bir lider olmak için bir yarışmaya katılmak gerekmez. Bu, kazanılması gereken bir madalya ya da takdir edilmesi için alınan bir ödül değildir. Bilgelik, insanın kendi iç dünyasında verdiği bir mücadeleyle kazanılır. Her adımda, her kararda, her zorlukta, insanın kendisini hakikate ve doğruya adaması gerekir. Bu süreçte kişinin nefsini terbiye etmesi, kendi hatalarını görmesi ve bu hatalardan ders alarak ilerlemesi önemlidir. Bilgelik, bir günden diğ...

Samimiyetin ve Doğruluğun Önemi

Ey insanlar! Zaman öyle bir zamandır ki, söz ile fiil arasındaki uyumsuzluk toplumları derin bir ahlaki çöküşe sürüklüyor. Sahnede Allah’ın adını yücelten, ama kuliste Allah’ın emirlerine aykırı davranışlarda bulunanlar, kendi nefislerine karşı en büyük zulmü yapıyorlar. Çünkü samimiyetin olmadığı bir söz, ruhsuz bir bedenden farksızdır. Söyledikleriyle yaptıkları bir olmayanların hem kendilerine hem de topluma verecekleri zarar büyüktür. Söz ve Davranışın Birliği Allah’a iman eden bir kimsenin, hem sözü hem de davranışıyla imanını yansıtması gerekir. Söz, bir emanettir. İmanın en güçlü göstergelerinden biri, söz ile davranış arasında tam bir uyumun olmasıdır. Eğer bir kimse, sahnede Allah’ın adını yüceltiyor ama kulisinde O’nun emirlerine aykırı işler yapıyorsa, bu davranış, sadece o kişiyi değil, onu örnek alan insanları da yanlış yollara sürükler. Sahte Göstermelik Dindarlık Günümüz dünyasında, maalesef ki sahte bir dindarlık yaygınlaşmıştır. İnsanlar, top...

Hakikat Yolunda Sabırla İlerlemek

Adımlarım, hakikatin izini süren bir yolcunun adımlarıdır. Her adımda, kalbimde taşıdığım imanla güçlenir, sabırla yoluma devam ederim. Çünkü bu yol, her ne kadar dikenlerle dolu olsa da hakikate ulaştıran yoldur. Yalanların dört nala koştuğu bir dünyada, doğruyu savunmak ve gerçeği haykırmak bir dava sahibinin en büyük vazifesidir. Yalanların Hüküm Sürdüğü Bir Dünya Bu çağ, yalanların altın tepside sunulduğu bir çağdır. İnsanlar, hakikati aramak yerine kolayca yalanların peşine düşmeyi tercih ediyor. Göz boyayan, kulağa hoş gelen ve ruhu uyuşturan bu yalanlar, hakikati perdeler gibi görünse de gerçeği asla yok edemez. Çünkü yalanlar, karanlık bir gecenin gölgesi gibidir; hakikat güneşi doğduğunda yok olmaya mahkûmdurlar. Hakikat Yolunun Zorluğu Hakikat yolcusu olmak, kolay bir iş değildir. Bu yol, sabır ve metanet isteyen, zaman zaman yalnızlıkla sınanan bir yoldur. Ancak ben bu zorluklara aldırış etmiyorum. Çünkü biliyorum ki, bu yolun sonunda hakikatin ayd...

Suskunluğun Zamanı Değil, Uyanışın Zamanı

Ey insanlar! Kulaklarınızda yankılanması gereken hakikati işitin. Bugün gördüğümüz, duyduğumuz, ama ses çıkarmadığımız bir zulüm düzeni var. Bu düzen, ne adaleti ne vicdanı tanır; sadece çıkarların, haksızlığın ve fitnenin hüküm sürdüğü bir yapı inşa etmiştir. Ama asıl sorulması gereken şu: Biz neden susuyoruz? Neden Müslümanlar, Allah’ın emrettiği adaleti tesis etmek için ayağa kalkmıyor? Neden kalplerimizdeki iman, bu zulme karşı bir kıvılcım gibi parlamıyor? Enflasyon ve Kiralar: Toplumun Sırtındaki Yük Kiralar artmış, insanlar evlerinden çıkmak zorunda kalmış. Enflasyon almış başını gitmiş, alın teriyle çalışanlar çocuklarına ekmek götüremez olmuş. Bu düzen, yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin kılmaktadır. Allah’ın bizlere emanet ettiği bu topraklarda, kardeşlerimiz sıkıntı çekerken nasıl olur da bizler sessiz kalırız? Bir insan, komşusunun aç yattığını bilirken huzurla uyuyabilir mi? Peygamberimiz (sav) buyurmamış mıydı: "Komşusu açken tok yatan bizden de...

Temizlik ve Düzen Üzerine

  Ey insanlar! Biliniz ki temizlik ve düzen, hem imanımızın bir parçası hem de medeniyetin temelidir. Allah’ın yarattığı bu muazzam evrende her şey bir düzen içinde işler. Göklerin, yıldızların ve mevsimlerin döngüsü nasıl kusursuz bir intizamla yaratılmışsa, insanın yaşadığı mekânlarda da aynı düzenin ve temizliğin hâkim olması gerekir. Çünkü temizlik, yalnızca bedenin değil, ruhun da arınmasını sağlar. Düzen ise insanın hayatını kolaylaştırır ve onu başarıya götürür. Temizlik: İmanın Yarısı Peygamberimiz (sav) buyurmuştur: "Temizlik, imanın yarısıdır." (Müslim, Taharet 1) Bu hadis-i şerif, temizlik kavramının sadece maddi bir durum olmadığını, aynı zamanda manevi bir arınmayı da ifade ettiğini bizlere öğretir. Temiz mekânlarda yaşamak, insanın ruhunu dinginleştirir; tertipli bir ortamda çalışmak ise zihni berraklaştırır. Unutulmamalıdır ki, çevremizi temiz tutmak, aynı zamanda Allah’ın bize emanet ettiği bu dünyaya olan borcumuzdur. Topraklarımızı, sularımızı ve havamızı te...

Yangınlar ve Kalplerimize Düşen Ateş

Ey insanlar! Ülkemin dört bir yanı alevler içinde yanarken, bu durumu fark eden yok. Bu yangınlar yalnızca topraklarımızı değil, kalplerimizi de yakıyor. Gökyüzüne yükselen duman, sadece fiziksel bir felaketi değil, ruhlarımızda başlayan bir çöküşü de işaret ediyor. Herkesin kendi derdine düştüğü, kardeşlik bağlarının zayıfladığı bir dönemdeyiz. Unutmayın ki, bu yangınlar yalnızca dış dünyada değil, iç dünyamızda da bir uyarıdır. Kalplerimize Düşen Fitne Ateşi Ey kardeşlerim! Bugün yaşanan yangınlar, aslında gönüllerimize düşen fitne ateşinin bir yansımasıdır. Sevgi, merhamet ve adalet gibi yüce değerler yerini hırs, öfke ve bencilliğe bırakmıştır. İnsanlar birbirine yabancılaşmış, hakikat unutulmuş, her şey çıkar üzerine kurulmuştur. Bu fitne, sadece bireyleri değil, toplumları da ayrıştırmakta ve zayıflatmaktadır. "Allah, insanların kalplerinde olanı değiştirmedikçe, onların durumunu değiştirmez." (Ra'd Suresi, 11. Ayet) İşte bu ...

Faizsiz Bir Düzen Kurmanın Gerekliliği ve Mümkünlüğü

  Ey insanlar! Yüzyıllardır süregelen bir zulüm düzeni içinde yaşamaktayız. Mevcut finans sisteminin temelleri, insanın emeğini sömüren, zengini daha zengin, fakiri ise daha fakir yapan bir mekanizmaya dayanmaktadır. Bu mekanizmanın en büyük silahı ise faize dayalı para basımıdır. Faiz, toplumları köleleştirir, kardeşliği zedeler ve adaletin kökünü kurutur. Oysa Rabbimiz, faizi haram kılmış ve onun yerine adil bir düzen kurmamızı emretmiştir. Faizin Haram Oluşu ve İnsanlığa Zararları Allah, faizi haram kılarken, onun insanlık üzerindeki yıkıcı etkilerini de bizlere göstermiştir. Kur'an'da şöyle buyurulur: "Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların 'Alım-satım da faiz gibidir.' demelerindendir. Oysa Allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır." (Bakara Suresi, 275. Ayet) Bugün, merkez bankalarının faizle para basma sistemi, küresel adaletsizliğin en büyük sebeplerinden biridir. Bu sistem, borç üzerine kurulu bir düz...

Evlilikte Sorumluluk ve Sağlam Temeller

  Ey insanlar! Aile, toplumun temel taşıdır ve karı-koca arasındaki bağ, bu yapının en güçlü harcıdır. Evlilik, yalnızca iki insanın bir araya gelmesi değil, aynı zamanda karşılıklı fedakarlık, anlayış ve sevgiyle örülen bir hayat yolculuğudur. Uzun ve sağlıklı bir evlilik, hakikati ve hikmeti bilen eşlerin ortak gayretleriyle mümkündür. Kocanın Sorumlulukları Bir koca, evinin direği, ailesinin koruyucusu ve rehberidir. Ancak bu liderlik, zulme değil, adalete dayanmalıdır. Koca, eşine sevgi ve merhametle yaklaşmalı, onu desteklemeli ve onun mutluluğunu kendi mutluluğu olarak görmelidir. Peygamberimiz (s.a.v), 'En hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.' buyurmuştur. Bu söz, kocanın eşine ve çocuklarına karşı olan şefkat ve anlayışının önemini vurgular. Koca, eşinin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına özen göstermeli, ona güven vermeli ve birlikte kurdukları yuva için çalışmayı bir görev bilmelidir. Ancak bu çaba sadece maddi değil, manevi destekle de tamamlanmalıdır. ...

Sözlerin Azlığı ve Hikmetin Derinliği

 Ey insanlar! Konuşmanın, insanın kendisini ifade etmesindeki önemini bilirim. Ancak bilirim ki, her söz, kalpten bir ok gibi çıkar ve dinleyenin yüreğine ya şifa olur ya da yara. Bu yüzden az konuşmayı bir yol edindim. Sözlerin Değerini Bilmek Bazen konuşurken hata yaptığımı fark ederim. İşte bu, bana insan olmanın acziyetini ve kusursuzluğun yalnızca Allah’a ait olduğunu hatırlatır. Hata yapmak, öğrenmenin ve daha derin bir hikmete ulaşmanın kapısıdır. Konuşurken yapılan bir hata, düşüncenin daha dikkatle yönlendirilmesi gerektiğini öğretir. Bu yüzden her sözümü tartarak söylemeye çalışırım. Suskunluğum, düşüncelerimin olgunlaşmasını ve hakikatin daha güçlü bir şekilde ifade edilmesini sağlar. Az Sözde Derinlik Arayışı Az konuşmak bir eksiklik değil, bir tercih meselesidir. Zira bilirim ki, fazla konuşan, çoğu zaman gereksiz sözlerle kendisini yorar ve dinleyeni de bıktırır. Oysa az ve öz konuşan, hikmetin derinliğine ulaşır. Peygamberlerin ve salihlerin yolu budur. Her söz, bir ...

Müzik Ruhun Gıdasıdır

  Ey insanlık! Allah’ın yarattığı bu muhteşem evren, kendi içinde bir ahenk ve melodi taşır. Kuşların ötüşünde, rüzgarın ağaç yapraklarını nazikçe savurmasında, denizlerin dalgalarında ve insan kalbinin ritminde; hepsi ilahi bir senfoninin parçalarıdır. Müzik, bu ilahi ahengin yeryüzündeki yansımasıdır. O, ruhun derinliklerine dokunan, gönülden gönüle köprüler kuran, insanı Yaradan’a yaklaştıran bir lisan, bir nimettir. Müzik ve İlahi Duygular Rabbimiz, insanlara duygu ve düşüncelerini ifade edebilmeleri için birçok yetenek bahşetmiştir. Müzik, bu yeteneklerin en özel ve en etkili olanlarından biridir. O, gönüllerin pasını silen, kederli anlarda teselli veren ve neşe anlarında insanı yücelten bir kudrete sahiptir. Müzik, ruhun gıdasıdır; çünkü o, insana Rabb’ini ve O’nun büyüklüğünü hatırlatır. Kalbin ritmiyle uyumlu bir melodi, insanı fani dünyanın sıkıntılarından arındırır ve onu ilahi bir huzura kavuşturur. Hakikatin Melodisi Ey müminler! Müziğin gücü, insanı iyiliğe, güzelliğe ...

Türkiye, Ana Vatanım Benim

  Ey güzel vatanım Türkiye! Sen ki dünyanın dört bir yanından esen rüzgarların taşıdığı dualarla bereketlenmiş, tarih boyunca hakikatin ve adaletin sancaktarı olmuş bir diyar! Dağların, nehirlerin, ovaların ve denizlerin; hepsi Allah’ın kudretinin tecellisini gösteren birer aynadır. Her köşende tarih yazar, her adımında şehitlerin kanlarıyla sulanmış bir destan saklıdır. Sen, benim ana vatanımsın; senden güç alır, sana hizmet etmek için yaşarım. Türkiye: Medeniyetlerin Kavşağı Sen ki yeryüzünün tam kalbinde yer alan bir vuslat yurdusun. Asya’dan Avrupa’ya, mazlumlardan adalet arayanlara kadar nice medeniyetlerin yolunun kesiştiği kutsal bir köprüsün. İstanbul’un kubbelerinden yükselen ezanlar, senin ruhunun ilahi bir senfoni gibi yankılandığını gösterir. Anadolu’nun bereketli toprakları, hem geçmişin hem de geleceğin umutlarını taşır. Bu topraklarda yaşayan insanlar, birer Allah emaneti, gönlümün en derin yerinde birer cevherdir. Vatan Sevgisi, İmanımızın Bir Parçasıdır Vatan sevgi...

Depremler ve İlahi Uyanış

  Ey milletim! Yeryüzü titriyor, dağlar sarsılıyor, taşlar çatlıyor. Bu olaylar, sadece tabiatın bir hareketi değil, aynı zamanda insanlara bir uyanış çağrısıdır. Unutmayınız ki, yerin ve göğün sahibi olan Allah, bizlere sadece yeryüzünün değil, ruhlarımızın da sarsılması gerektiğini hatırlatır. Depremler, birer ilahi işarettir; insanı gaflet uykusundan uyandıran, düşünmeye ve kendini sorgulamaya çağıran birer mesajdır. Depremler, Sadece Fiziksel Sarsıntılar Değildir Yeryüzü, Allah’ın sonsuz kudretiyle hareket eder. Depremler sadece yer altındaki fay hatlarının bir neticesi değil, aynı zamanda insanlığın vicdanını sarsan uyarılardır. Bu hadiseler, bizlere dünya hayatının geçiciliğini ve faniliğini hatırlatır. Malımız, mülkümüz, bedenimiz; hepsi bir anda yok olabilir. İşte bu yüzden, depremler bize sadece binalarımızı değil, kalplerimizi de sağlam bir temel üzerine kurmamız gerektiğini öğretir. İlahi Mesajı Anlamak Depremler, Allah’ın bizlere birer hatırlatmasıdır: "Ey kullarım! Ya...

Taşlar Arasında Gizlenmiş Değerleri Bulmak

  Ey insanlar! Hayat yolculuğu bizleri bazen sarp kayalıkların, sert taşların arasında yürümeye zorlar. Bu yolculuk kimi zaman öylesine çetin, öylesine karmaşıktır ki, asıl değerli olanı görebilmek için sabırla ve azimle aramak gerekir. Her bir taşın arasında gizlenmiş, gözle görülmeyen değerli taşlar, adeta insan ruhunun derinliklerinde saklı cevherler gibidir. O halde, bu değerleri bulmak için gözlerimizi, kalplerimizi ve akıllarımızı açmalıyız. İnsanların İçindeki Değerli Cevherleri Görmek Biliniz ki, her insan özünde değerli bir cevher taşır. Kimimiz bu cevheri açığa çıkarmış, kimimiz ise hayatın ağırlığı altında saklamış olabiliriz. İnsanları yüzeyden değerlendirmek, dış görünüşlerine göre yargılamak büyük bir yanılgıdır. Çünkü kim bilebilir; en sıradan gözüken bir taş, iç dünyasında parlak bir mücevheri saklıyor olabilir. Bu yüzden, insanlar arasında dolaşırken her birinin içinde saklı olan güzellikleri, iyilikleri ve hakikatleri görmek için çaba sarf etmek gerektir. Zorlukla...

Yönetici ve Halk Arasındaki Bağ Üzerine

  Ey yöneticiler! Yeryüzünde hakkın ve adaletin temsilcisi olarak oturduğunuz makamlar, size bir yük ve sorumluluk olarak verilmiştir. Bu koltuklarda oturmak bir lütuf değil, halkınıza hizmet yolunda üstlenilen bir emanet ve görevdir. Yönettiğiniz halkın derdini dert edinmek, ihtiyaçlarını karşılamak ve onların huzurunu sağlamak bir hükümdarın en büyük vazifesidir. Lakin ne yazık ki, halkın sıkıntılar içinde kıvrandığı, zorluklarla mücadele ettiği bir dönemde, sizlerin lüks içinde yaşadığını görmek halkın yüreğinde bir yara açmaktadır. Bilinmelidir ki adaletle yönetmek; halka en yakın olmayı, onların içinde bulunmayı, yoksullukla mücadele edenlerin halini anlamayı gerektirir. İnsanlar açlık, yokluk ve zorluklarla sınanırken, bir yöneticinin ihtişam içinde yaşaması, adaletin ruhuna aykırıdır. Ben, bu davanın bir neferi olarak halkın sıkıntılarına ortak olmanın, onların derdini yürekten hissetmenin erdemini her daim öncelikli gördüm. Her bir insanın gönlüne, aklına ve ihtiyaçlarına ö...