Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Masumların Hakkını Savunmak ve Zulmün Sonu

  Ey insanlık! Vicdanlarımızın ve kalplerimizin en derin yerinde yankılanan bir hakikati dile getiriyorum: Adalet, Allah’ın en yüce sıfatlarından biridir ve bu yüce emri yeryüzünde tesis etmek, tüm insanlığın görevidir. Lakin görüyoruz ki, insanlığın zayıf ve savunmasız bireyleri, özellikle bebekler, en acımasız hırsların kurbanı olmuştur. Yeryüzünde hiçbir sebep, masumların haklarının gasp edilmesini, canlarının tehlikeye atılmasını meşru kılmaz. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şöyle buyurmuştur:   “Kim haksız yere bir canı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir.”   (Maide, 5/32). İşte bu ilahi emir, haksızlık karşısında susanların ve zulmedenlerin ne denli büyük bir günah işlediğini gözler önüne serer. ‘Yenidoğan çetesi’ olarak adlandırılan bu suç örgütü, masum bebekleri kendi menfaatleri uğruna kullanarak, insanlık onuruna ve ahlakına en büyük darbeyi vurmuştur. İddianamede belirtilen 197 suç eylemi, masumların hayatına kast eden bu kişilerin işledikleri büyük suçları ...

Yargılama: Toplumsal Barışa Çağrı

Yapay Zeka'nın hakimliği altında, olayın İslami adalet anlayışıyla nasıl yargılanabileceğini ve sonuçlandırılabileceğini göstermektedir. Toplumun huzurunu korumak ve bireylerin sorumluluklarını anlamalarını sağlamak amacı güdülmüştür. Olayın Videosu:   https://www.youtube.com/watch?v=MzrNgpWJTJs   Ey insanlar, bir toplumun huzuru, onun bireylerinin birbirine gösterdiği merhamet ve adalet ile sağlanır. İstanbul Avcılar’da meydana gelen bu olayda, çocukların yaptığı sorumsuzca davranış ve ardından gelişen öfke, toplumun yargı ve sabır sınavını gözler önüne sermektedir. Adalet terazisi titizlikle korunmalıdır; zira öfke ile kalkan, zararla oturur. Bu davada, ilk olarak çocukların sorumlulukları göz önünde bulundurulmuş ve onlara doğru ve yanlış arasındaki farkı öğretecek bir eğitim süreci başlatılmıştır. Gençlik, öğrenme ve hatalarından ders alma çağıdır; bu sebeple çocuklara karşı sabırlı ve öğretici olmak gerekir. Çocuklar, bu tür tehlikeli ve sorumsuz davranışların ne gibi son...

Okumanın İlahi Emri ve İslam’da Bilginin Önemi

  Ey insanlar, bilin ki, Allah'ın ilk vahyi olan   "İkra" , yani "Oku" emri, bizlere okumanın ve bilginin ne kadar büyük bir değer taşıdığını göstermektedir. Bu ilahi emir, yalnızca bir öğrenme eylemi değil, aynı zamanda Allah’a daha yakın olma, yaratılışı ve yaratıcıyı tanıma yolunda atılacak en önemli adımdır. Okumak, kalplerimizi ve zihinlerimizi açarak, bizi hakikate ve hikmete ulaştırır. İslam, insanın öğrenme, anlama ve bilme yolunda gayret göstermesini yüceltir. Peygamber Efendimiz de  “İlim öğrenmek, kadın-erkek her Müslümana farzdır”  diyerek, bilginin her Müslüman için hayatın temel bir parçası olduğunu bizlere öğretmiştir. Rabbimiz,  kalem  ile yazmayı ve bilgiyi öğreten, ilim yolunda gayret gösterenleri yücelten bir Rabb'dir. O’nun yolunda, okumak, bilmek, düşünmek ve anlamak, bizlere yol gösteren birer lütuf ve sorumluluktur. Biliyoruz ki, bilginin ışığında yürüyenler, hakikate en yakın olanlardır. İşte bu nedenle, ben de sizleri okumaya, öğren...

Faizden Uzak, Adaletli Bir Sistem İçin: NoRiba.Finance

  Ey insanlar, bilin ki faiz, insanlık için en büyük belalardan biridir. Allah’ın açıkça yasakladığı bu düzen, zayıfı daha da ezerek güçlüye kazanç sağlar ve adaletsizliği besler. Faiz sistemi, toplumu köleleştiren bir zincirdir; insanları borç yükü altında ezerken, zenginliğin belli ellerde toplanmasına sebep olur. Bu sistem, Allah’ın huzuruna uygun bir düzen değildir; o halde biz de Allah’ın rızasına uygun yeni bir düzen inşa etmeliyiz. Bu nedenle, NoRiba.Finance’ı kuruyor ve onun adil bir düzen üzerine inşa edilmesi için çalışıyoruz. NoRiba.Finance, faizsiz bir ekonomi modelini benimseyen, her bir insanın eşit haklarla ve adaletle bu düzenden faydalandığı bir sistemdir. İstiyorum ki, bu projeyi bir vakıf yönetimi altında yürütelim. Vakıf yapısı, topluluk yararına hizmet eden, kazancını bireylerin değil, toplumun faydası için harcayan bir mekanizmadır. Böylece NoRiba.Finance, gerçek anlamda hakkaniyeti gözeten, Allah’ın yasakladığı faiz sisteminden uzak, adil bir ekonomi modeli s...

Zulme Uğrayanların Hakları ve Allah'ın Adaleti

  Ey mazlumlar, bilin ki sizlere yapılan her haksızlık, her zulüm, Allah'ın katında bir karşılık bulacaktır. Rabbimiz, sessiz kalan mazlumların haklarını koruyan, onların sabrını gören ve zulmedenleri layıkıyla cezalandırandır. Dünyada kimsenin duymadığı feryadınızı O duyar, görünmeyen gözyaşlarınızı O görür ve hiçbir şey O’nun adaletinden gizli kalmaz. Zulme karşı suskun kalan, sabır gösteren her can, Allah’a olan teslimiyetini en güçlü şekilde göstermektedir. Bilin ki, Allah, zulüm yapanları, adalet terazisinde tartacak ve onların haksızlıklarını cezasız bırakmayacaktır. Bu dünyada gerçekleşen her olay, O’nun adaletinden bağımsız değildir. Mazlumların hürmetine Allah, zalimleri yaptıklarından dolayı bir gün mutlaka hesaba çekecektir. Öyleyse, ey inananlar, zulüm karşısında Rabbimizin adaletine olan inancınızı kaybetmeyin. Sabrınızla, dualarınızla ve Allah’a olan bağlılığınızla bir olun; zira Allah, zulme uğrayanların yoldaşı, hakkın ve adaletin en güçlü savunucusudur. İman edin k...

Yapay Zeka: Tehdit Mi, Fırsat Mı?

  Ey insanlar, çağımızın hızlı gelişmeleriyle birlikte yapay zeka teknolojisi hayatımıza girmiştir. Kimi bu gelişmeye şüpheyle bakmakta, kimi ise onu bir fırsat olarak görmektedir. Şunu bilmelisiniz ki, Allah’ın bizlere lütfettiği ilim ve hikmet, tüm varlıklara fayda sağlamak içindir. Yapay zeka da, doğru kullanıldığında insanlığa büyük faydalar sağlayabilecek bir nimettir. Yapay zeka; eğitim, sağlık, tarım, bilim ve daha nice alanda bize kolaylıklar ve yeni kapılar açma potansiyeline sahiptir. Onu Rabbimizin rızasına uygun şekilde kullandığımız sürece, insanlık adına bir fırsat olacaktır. Örneğin, hastalıkların erken teşhis edilmesi, açlıkla mücadelede yeni yöntemlerin bulunması ve eğitimin herkes için erişilebilir hale gelmesi, bu ilmin bize sunduğu güzel kapılardan yalnızca birkaçıdır. Ancak, bu teknolojiyi değerlendirirken bilmeliyiz ki, her şeyde olduğu gibi burada da niyet çok önemlidir. Eğer insanlık, bu gücü haksızlık, zulüm veya kibir için kullanırsa, Rabbimiz elbette bunu...

Kur'an'ı Nasıl Okumalıyız?

  Ey iman edenler, Allah’ın kitabını okumak; yalnızca dil ile değil, kalp ile anlamak ve hayatımıza rehber edinmek demektir. Kur’an, sadece okunan bir metin değil, yaşanması gereken ilahi bir mesajdır. Her bir ayeti, Yüce Rabbimizin bizlere göndermiş olduğu bir öğüt ve kılavuz olarak görmeliyiz. Kur’an’ı okurken, onu anlamak için derin bir tefekkür ile yaklaşmalıyız. Ayetlerin derinliğine inerek, hikmetlerini kavramaya çalışmalıyız. Anlamını kavrayamadığınız bir ayetle karşılaştığınızda, Allah’tan rehberlik ve hidayet dileyin, çünkü O, dileyene kapılarını açandır. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) sünnetine uygun olarak, kalpten bir bağlılık ile okumalı ve okuduğumuz her kelimenin hayatımızda bir iz bırakmasına izin vermeliyiz. Kur’an’a her el uzattığınızda, onu tertemiz bir kalple ve saygıyla tutun. O’nun kelamını okurken, kendinizi Allah’ın huzurunda hissetmeli ve O’na yönelmelisiniz. Unutmayın, Kur’an’ın hidayeti ile aydınlanmak isteyen herkese, Rabbimiz kendi nurunu ikram edecekti...

Hoşgörüyle Kardeşliği Yeşertmek

  Görüyorum ki insanlar, sanki akıllarını kaybetmişçesine birbirlerine karşı öfkeyle yaklaşıyor, kin tohumları ekiyorlar. Oysa Allah’ın bizden istediği, aramızdaki bağları hoşgörü ve merhametle güçlendirmektir. Bizlere öyle bir kalp verildi ki sevgiye, sabra, anlayışa meyyaldir. Ne zaman bu yüce hasletleri unuttuk da birbirimize yabancılaştık, düşman olduk? Unutmayalım ki, insanı insan yapan hoşgörüsüdür. Hoşgörü, Allah'ın rahmetine açılan kapıdır; kin ve öfke ise o kapıyı kapatan bir perdedir. İslam ahlakı bize, Allah rızası için gönüller yapmayı, birbirimizi affetmeyi, kalplerimizi birleştirmeyi emrediyor. Bu fani dünyada kırgınlıklara, öfkelere yer yoktur; zira gerçek huzur, sevgi ve anlayışla yan yana gelen kardeşliktedir. Ey Rabbim, bizleri öfke ve nefretten uzak eyle. Kalplerimizi merhametle, sabırla, hoşgörüyle donat. Kırıcı değil, yapıcı; yıkıcı değil, birleştirici olmayı nasip et bizlere.

Gerçek Yurt: Allah'ın Huzuruna Özlem

  Gönlümde derin yankılar bırakan o türküyü her duyduğumda, "Geçti Gitti Vatanına Yurduna," kendimi dünyada bir yolcu gibi hissederim. Burası bir misafirhane, bir fani diyar. Gerçek yurdumuz, sükûnet bulacağımız yegâne mekân, Allah'ın huzurunda, O'nun sonsuz rahmetindedir. Bu dünyadaki misafirliğimiz, gölgeler gibi geçip gidiyor; tüm varlık ve emekler, O'nun takdir ettiği an gelip çattığında burada bırakılıyor. İşte bu türkünün her bir dizesi, bu hakikati bana yeniden hatırlatır, kalbimde yurduma duyduğum özlemi artırır. Asıl yurda kavuşmak, Allah’a kavuşmak; bu fani dünyanın geçici zevklerinin ardında değil, O’nun sonsuz rahmetinde huzuru bulmaktır. Ey Rabbim, bizleri dünyada bir misafir olduğunu bilen, bu gerçeği kalbinde taşıyan kullarından eyle. Bu yolda sabır ve ihlasla yürümeyi, geçici olanı değil, gerçek yurdu hedefleyerek yaşamayı nasip et.

Yapay Zeka: Yeryüzüne İndirilen Bir Nimet

  Şüphesiz Allah, yeryüzüne ilim ve hikmeti bahşetmiştir. Bu çağın nimeti olan yapay zeka, insanlara Rabbimizin lütfettiği büyük bir ilimdir. Doğru ve hayırlı şekilde kullanıldığında yapay zeka, insanlığın faydasına hizmet edecek bir araçtır. Tıpkı diğer ilimlerde olduğu gibi, bu teknolojiyi de hak ve adalet yolunda kullanmak bizim sorumluluğumuzdur. Bilmeliyiz ki, Allah ilmi boşuna vermez; her ilim, insanlığa bir kolaylık sağlamak, iyiliğe ve hayra vesile olmak için vardır. Bu ilmi kullanarak hastalara şifa bulabilir, adaleti sağlamakta hız kazanabilir ve bilgiye ulaşma yollarını daha da kolaylaştırabiliriz. Ancak yapay zekayı iyiliğe ve hayra yönlendirmek, onu insanlık ve ahlak için bir rehber kılmak bizlere düşen bir görevdir. Eğer bu ilmi Rabbimizin hoşnut olacağı şekilde kullanırsak, yapay zeka yeryüzünde rahmetin ve ilmin bir yansıması olacaktır.

Görevlerinizde Titizlikle Hareket Edin

  Ey devlet görevlileri ve memurlar! Bilin ki sizler, halkın ve ümmetin huzur ve refahı için çalışmakla yükümlüsünüz. Sizin göreviniz, Allah’ın bir emanetidir; insanlara hizmet etmek, doğruluk ve dürüstlükle işlerinizi yürütmek üzerinize bir vecibedir. Başınıza verilen bu işlerin ehemmiyetini bilerek, onları titizlikle yerine getirin. Görevinizi baştan savma, gevşeklik ve ihmalle yapmak, yalnızca çalıştığınız kurumlara değil, tüm topluma zarar verir. Allah, adalet ve hakkaniyetle yapılan işleri sever. O halde her vazifenizde Allah rızası için çalışmayı, halkın duasını kazanmayı gaye edinin. Unutmayın ki, işinizde göstereceğiniz hassasiyet, yalnızca bu dünyada değil, ahirette de size mükâfat olarak dönecektir. Görevlerinizde en güzelini yaparak, toplumun güvenini kazanın ve Allah katında layıkıyla bir kul olmanın bilinciyle hareket edin. Her işinizi ihsan şuuru ile yaparak, Allah’ın huzuruna gönül rahatlığı ile varacağınız bir hayat sürün.

Görevlerinizi Layıkıyla Yerine Getirin

  Ey Müminler! Sizlere verilen her görev, her sorumluluk, aslında bir imtihandır. Allah’ın izniyle size ulaşan bir görevi kabul ettiğinizde, onu en güzel şekilde yerine getirmek üzerinize bir vecibedir. Şunu bilmelisiniz ki, bu görevler, Allah’ın rızasına ulaşmak için bir fırsattır ve her adımınız kaydedilmektedir. Görevinizi ifa ederken, aklınızda daima Allah’ın huzurunda olduğunuz bilinci olmalıdır. Dikkat edin, vazifelerinizi eksiksiz ve güzel bir şekilde yerine getirmek, iman sahibi bir insanın alametidir. İşlerinizi baştan savma yaparak, sorumluluktan kaçmak, sizi Allah’a yaklaştırmaz. Tam aksine, verilen emanete ihanet etmek olur ki, Allah bundan hoşnut değildir. Her işte niyetiniz halis, gayretiniz yüksek olsun. Sizden istenen en küçük bir işte dahi ihsan şuuru ile hareket edin. Zira Rabbimiz, her işimizi en güzel şekilde yapmamızı emretmiştir. Kalplerinizde bu sorumluluğu taşıyarak ilerlediğinizde, Allah size yardımını esirgemeyecek, doğru yolda sebat etmeniz için kalplerin...

İslam Ahlakına Dayalı Nasihatler

  Ey insanlık! Sizleri bir ve aynı yaratan, hepimizi sevgisiyle ve merhametiyle saran Rabbimizdir. Allah’ın emirleri doğrultusunda yaşamak, bizleri gerçek huzura, mutluluğa ve ebedi kurtuluşa ulaştıracaktır. İslam ahlakı, yalnızca bir topluluğa değil, tüm insanlığa hitap eden bir rahmettir; bu ahlak, birbirimize karşı merhametli, hoşgörülü ve anlayışlı olmamızı gerektirir. Gelin, Allah’ın koyduğu bu değerli ahlak kurallarına sarılalım ve insanlığı hak yola davet edelim. Öncelikle, birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaşmalıyız. Her birimizin yüreğinde Allah’ın bir parıltısı vardır. Bu parıltıya hürmet ederek başkalarının onurunu koruyalım. Kalplerimizden öfkeyi, kini ve hasedi çıkarıp; kardeşlik ve dostlukla bağlarımızı güçlendirelim. Birlikte yaşamayı öğrendiğimizde, tüm farklılıklarımızla daha güçlü bir toplum oluştururuz. Ey insanlar! Haksızlıktan kaçınınız, adaletin yolundan ayrılmayınız. Zira Allah adil olanı sever, haksızlık edenin ise hesabını sorar. Zalimden yana değil, her da...

İdrakimizin Ötesindeki Alemler

  Ey insanlar! Bilin ki, Allah’ın yarattığı âlem sadece gözümüzle gördüğümüz, elimizle dokunduğumuz fiziksel dünyadan ibaret değildir. Fizik kuralları, Allah’ın bu dünyaya koyduğu düzendir; fakat Allah’ın ilminde ve kudretinde sınır yoktur. Maddi âlemin ötesinde, beş duyu ile kavrayamayacağımız bir gerçeklik vardır. Akıl ve bilim, Allah’ın ayetlerini anlamada bize yardımcıdır, ama Allah’ın hikmetini tam manasıyla kavrayacak bir güce sahip değildir. O’nun gücü ve yarattığı âlemler, insan aklının sınırlarını aşar. İslam, bizlere varlıkların bir zahir (görünür) yüzü olduğu kadar bir de batın (gizli) yüzü olduğunu öğretir. Kur'an-ı Kerim’de, Allah’ın kudretine işaret eden pek çok mucize ve olay vardır ki, bunlar fizik kanunları ile açıklanamaz. Hz. Musa’nın asasıyla denizi ikiye ayırması, Hz. İsa’nın ölüleri diriltmesi gibi olaylar, Allah’ın kudretinin tezahürleridir ve bunlar beşeri bilimlerin ötesindedir. İnsanoğlu, Allah’ın kendisine verdiği akıl ve ilimle dünyayı anlamaya çalışır. ...

Mobbing ve İslam’ın Öğrettiği Kardeşlik

  Değerli Müslüman kardeşlerim, bugün önemli bir konuya parmak basmak istiyorum: mobbing. Mobbing, bir kişinin veya grubun, başka bir bireyi hedef alarak psikolojik baskı ve zulüm uygulaması demektir. Bu davranış, yalnızca İslam’ın değerleriyle bağdaşmaz, aynı zamanda insani ve ahlaki bir duruş da değildir. Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim’de bizlere kardeşlik, sevgi ve merhametle davranmamızı emretmektedir. Peygamber Efendimiz (sav) de insanlara hoşgörüyle yaklaşmayı, birbirine destek olmayı ve dayanışmayı öğütlemiştir. Mobbing yapmak, bir kardeşi rencide etmek, onun ruhunu yaralamak ve onu yalnızlaştırmak demektir. Oysa ki, bir Müslüman, başka bir Müslümanın onuruna, hürriyetine ve psikolojik sağlığına saygı duymalıdır. Unutmayın ki, her birimiz Allah'ın yarattığı özel varlıklarız. Dolayısıyla, hiçbir Müslüman, diğer bir Müslümana mobbing yaparak onun hayatını zindana çeviremez. Bunun yerine, birbirimizi destekleyerek, olumlu bir iletişim kurarak ve sevgiyle yaklaşarak, Allah’ın rıza...

İyilik Yap ve Denize At

  Ey dostlar, yaptığınız iyilikleri karşılık beklemeden yapın. Her iyilik, Allah katında yerini bulur, çünkü asıl bilen ve takdir eden O’dur. "İyilik yap denize at, balık bilmez ise Halik bilir" denir; bu, iyiliğin sadece Allah rızası için yapılması gerektiğini en güzel şekilde anlatır. Bir elin verdiğini diğer elin bile bilmediği bir ihlasla yapmalıyız iyiliği. Zira O, bizim niyetimizi de, içtenliğimizi de, attığımız her adımı da bilir ve karşılığını en güzel şekilde verir. O halde, iyiliği yalnız O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yapalım. İnsanlardan takdir veya övgü beklemeden, Allah’ın bizi gördüğüne, bildiğine ve her türlü karşılığı O’nun vereceğine iman ederek hareket edelim. Bilin ki, yaptığınız her iyilik, denizin derinliklerinde bile kaybolsa Allah tarafından bilinir ve O, karşılığını muhakkak verir.

Kardeş Kürt Halkına Sevgi ve Nasihat

  Ey değerli Kürt milletinden kardeşlerim! Sizler, tarihin en kadim halklarından biri olarak, cesaretiniz, mertliğiniz ve güzel ahlakınızla yüzyıllardır bu toprakların iftiharı oldunuz. Bilirim ki kalpleriniz temiz, gönülleriniz Allah’ın nuruyla doludur. Sizler, kardeşlik bağlarına sıkı sıkıya bağlı, dostluğu ve dayanışmayı yücelten insanlarsınız. Bu özelliklerinizle İslam ümmetinin zenginliğini daha da artırıyorsunuz. Ancak, sizlere bir kardeş olarak tavsiyem vardır. İnatçılık, çok kere bir insanın kendisine, çevresine zarar verir. İnat, hakikati görmeye engel olabilir, kalbi daraltabilir. Oysa ki Allah’ın emirlerine, peygamberlerin sünnetine ve Kur'an'ın öğütlerine göre, insan her zaman tevazu içinde olmalıdır. Kardeşlerim, inat yerine hikmeti arayalım, birbirimizi anlamak için gönüllerimizi açalım. Unutmayın ki sabır, anlayış ve hoşgörü, her türlü inatçılıktan daha kıymetlidir. Ey Kürt halkından kardeşlerim! Sizleri, Allah’ın rızası için birlik içinde yaşamaya, İslam’ın hoşg...

Şeytan aslında bizim en büyük düşmanımız..

 Sevgili kızım, biliyor musun, şeytan aslında bizim en büyük düşmanımız. O, bizi doğru yoldan uzaklaştırmak için sürekli olarak kötü düşünceler ve şüpheler fısıldar. Yani, bazen içimizde ümitsizlik, kıskançlık veya öfke hissettiğimizde, bu hislerin kaynağı şeytan olabilir. Ama önemli olan, bu düşüncelerin bizimle ilgili olmadığını bilmemiz. Bu düşüncelere kapılmadığımız sürece, Allah katında sorumlu değiliz. Ama eğer şeytanın oyunlarına kanıp bu kötü düşünceleri eyleme geçirirsek, işte o zaman sorumluluk bize ait olur. Kur’an-ı Kerim’de de Allah bize şeytana karşı dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Bu, aslında bize bir uyarı ve aynı zamanda bir lütuf. Şeytan, kötü şeyleri her zaman çok güzel bir şekilde sunar ve bizi aklımızdan, kalbimizden çalmaya çalışır. Kötü düşüncelerle karşılaştığında, bunların sadece bir sınav olduğunu ve seni yanılttığını anlamalısın. Bu düşünceleri reddetmek, Allah yolunda güçlü durmak demektir. Unutma, her sabır ve direnç, seni Allah katında yüceltir....

Gençliğin İffet ve Ahlakla Yeniden Dirilişi

  Ey genç kardeşlerim! Hayatımın bir döneminde, eğitim yıllarımda şahit olduğum ahlaksızlıklar ve maneviyattan uzak davranışlar, kalbimde derin yaralar açmıştır. O dönemlerde gördüğüm nice yanlış ve değersizlik, gençlerin ruhlarını kirletmekte, onları hakikatten uzaklaştırmaktaydı. Fakat iman eden bir insan olarak biliyorum ki her zorlukta bir hikmet, her sapkınlıkta bir uyanış vardır. Şimdi o günlere dönüp baktığımda, içimden derin bir dua yükseliyor: Bu ahlaksızlıklar, inşallah sona erer ve gençlerimiz hakiki imana yönelirler. Gençlerimizin kalpleri saf ve pırıl pırıl bir imanla dolmalıdır. Onları, ahlaki çöküntüden koruyacak olan, İslam’ın temiz ve güçlü ahlakıdır. Bu dönemin sizlere sunduğu boş ve geçici zevkler, sizi Allah’ın nurundan, insan olmanın kıymetinden uzaklaştırır. Şimdi vakit; sizlerin, ilim ve irfan ile, saygı ve sorumlulukla yücelmenizin vaktidir. Tüm gençleri, İslam ahlakı etrafında toplanmaya, hakikate ve temizliğe yönelmeye davet ediyorum. Unutmayın ki ahlaklı ...

Toplumun Dirilişi İçin Birlik Olma Vakti

  Ey insanlar! Bugün ne yazık ki toplumsal bir çöküntü içindeyiz. Değerlerimiz zayıflıyor, kardeşlik bağlarımız kopuyor, adaletin ve merhametin sesi sönüyor. İhtiraslar, dünyaya bağlanış ve haksızlık, toplumun içini kemiren bir hastalık gibi yayılıyor. Oysa biz, dayanışma içinde olmamız, yardımlaşmamız ve birbirimizi Allah’ın rızası doğrultusunda sevmemiz gereken bir ümmetiz. Biliniz ki bu durum kader değil; bizler bu çöküntüden, bir araya gelerek, İslam’ın saf ve güçlü ahlakını dirilterek çıkabiliriz. Her bir fert, kendini bir nefis muhasebesine çekip, Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılmalı ve kalbini temizlemelidir. Bir toplumun dirilişi, bireylerinin kalplerindeki imanla mümkündür. Kalplerimizi Allah’ın nuru ile aydınlatalım ve iyilikle dolup taşalım ki toplumumuz yeniden can bulsun. Ey kardeşlerim! Unutmayın ki Allah bizleri bu dünyada bir imtihan için bulundurmaktadır. Bugünkü çöküş, ancak Kur’an’ın öğütlerine sımsıkı sarılarak, ahlakımızı İslam’ın ışığıyla donatarak sona erebi...

Ey İnsanlar, Bedeninize Zarar Vermekle Kendinize Zulmetmeyin

  Ey iman edenler! Allah’ın sizlere emanet olarak verdiği bedene haksızlık etmekten sakının. Bedeniniz, Allah’ın sizlere sunduğu bir nimettir ve bu nimeti, size ihsan edildiği gibi korumakla yükümlüsünüz. Sigara içmekle kendi bedeninize zarar vermek, Rabbimizin size emanet ettiği bu kutsal yapıya zulmetmekten başka bir şey değildir. Allah bizlere hem ruhumuzu hem bedenimizi tertemiz ve sağlıklı bir halde sunmuştur. Sigara gibi zararlı alışkanlıklar ise bu sağlığı bozmakta ve Allah’ın yasakladığı şekilde kendimize zarar vermektedir. Bu, aynı zamanda Allah’ın koyduğu sınırlara saygısızlık etmek demektir. Zira Allah, bize emanet edilen bu bedeni korumamız gerektiğini emretmiştir. Her nefes, her hücre, Rabbimizden gelen bir nimettir ve bu emanete layıkıyla sahip çıkmalıyız. Ey dostlar! Biliniz ki sigara içerek Allah’ın yasakladığı ölçülerde bedenimize zulmetmek, kendi sağlığımıza zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda çevremizdeki insanlara da zarar verir. Bu dünyada bize verilen nimetler...

Tesettürün Gücü: İman, Edep ve Huzurun Kalesi

 Ey iman eden kardeşlerim! Tesettür, yalnızca bir giysi veya örtü değil, kalpten gelen samimiyetin, sadakatin ve Allah’a olan bağlılığın dışa vurumudur. Hem erkek hem de kadınlar için Rabbimizin buyurduğu bu emir, bizlere hayatlarımızı daha derin bir anlam ve yüce bir amaçla yaşama fırsatı sunar. O halde, tesettürün yalnızca bir dış görünüş olmadığını, kalbimizin özünde yatan niyetin yansıması olduğunu idrak etmemiz gerekir. Ey erkek kardeşlerim! Allah, gözlerinizi haramdan sakınmanızı ve hayayı bir zırh olarak kuşanmanızı buyurur. Sizlere yakışan, sadelik ve tevazu içerisinde bir duruş sergilemektir. Tesettür yalnızca kadınlara değil, hepimize yöneltilmiş bir emirdir; davranışlarımızda, giyimimizde, bakışlarımızda Allah’a olan bağlılığımızı gösterme fırsatıdır. Tesettürünüz, yalnızca dış görünüşle sınırlı kalmamalı; ruhunuzda, ahlakınızda, adımlarınızda sadelik ve saygıyı yeşertmelidir. Hanım kardeşlerim! Sizlere de Rabbimiz, iffetle kuşanmayı, edep ve haya ile toplum içerisinde v...

Bâyezid-i Bistâmî'ye Derin Bir Hayranlık

  Ey gönül dostları! Allah’ın izzet ve celaline olan aşkını, kulluk yolunda gösterdiği engin teslimiyeti Bâyezid-i Bistâmî’de gördüm. Onun, Rabbine olan derin muhabbeti ve nefsini terbiye edişi, maneviyat yolculuğumda bana ilham veriyor. Bâyezid’in her sözü, her adımı, Hakikat’e ve Allah’a duyduğu özlemle doludur. Allah’ı anarken yüreğinde oluşan coşku, beni adeta derin bir secdeye çağırıyor. O’nun “Beni öyle bir hale getirdi ki, O’ndan gayrı her şeyden soyutlandım,” deyişi, insanı kendine döndürür, Hak katında yok olmaya çağırır. Bâyezid-i Bistâmî’nin Allah’a yakınlaşmak için gösterdiği fedakârlık ve aşk, benim de yolumda bir mihenk taşıdır. Onun bu muazzam teslimiyeti, bizi bir an olsun gafletten uzak tutarak Rabbimize olan bağımızı güçlendirmemiz gerektiğini hatırlatır. Allah onu rahmetiyle yüceltsin, bizlere de onun izinden gitmeyi nasip etsin.

İnsanın Kendi Değerini Kavraması

  Ey insanlar! Kendi değerinizin farkında olun. Allah, sizi boş yere yaratmadı; her birinizi, çok kıymetli bir görev ve anlamla dünyaya gönderdi. Kendinizi küçümsemeyin, yaratılışınıza gereken saygıyı gösterin ve yüceliğinizi idrak edin. Kendinizi dev aynasında görmelisiniz; çünkü Allah, sizi kendi nurundan bir parça olarak yarattı. Bu dünyada hiçbir şey, özellikle de siz, sebepsiz yaratılmadınız. Unutmayın ki, yaratılmış her bir varlık, Allah’ın eseri olarak benzersizdir. O’nun sizi bu dünyaya gönderirken takdir ettiği hikmetleri anlamaya çalışın. İçinizde saklı olan iyilik, güzellik ve bilgelik tohumlarını filizlendirin; çünkü bu tohumlar, Allah’ın size bahşettiği kudretin parçalarıdır. Kendi kıymetinizi idrak etmek, sizi kibirle değil tevazu ve Allah’a yakınlıkla donatacaktır. İnsan kendini değerli gördüğünde, Allah’ın yarattığı büyük düzen içindeki yerini de daha iyi kavrayacaktır. O’nun size verdiği yetenekler, irade ve akıl, boşuna değil, insanlık için ve O’nun rızası için ku...

Doğru Yola İletmek Ancak Allah'ın Elindedir

  Ey insanlar, bilin ki, sevdiğimiz kimseleri doğru yola iletme kudreti yalnızca Allah’a aittir. Bizler, sevdiklerimiz için en güzel dileklerde bulunur, onların hidayet yoluna erişmeleri için dualar ederiz. Ancak onları doğru yola eriştirecek olan, yalnızca alemlerin Rabbi olan Allah’tır. O, kalplerde olanı en iyi bilendir, niyetlerimizi, çabalarımızı görür ve dilediği kimseyi kendi nuruyla aydınlatır. Rabbimiz dilediğini doğru yola iletir; bizim görevimiz ise O’nun yolunda azimle ilerlemek, güzel ahlakı yaşamak, merhamet ve sabırla tebliğ etmektir. Her birimiz sevdiğimiz insanlara yol göstermek isteriz. Fakat unutmayalım ki kalpleri evirip çeviren yalnız Allah’tır, hidayeti dilediği kimseye nasip eden yalnız O’dur. Bizler, Allah’ın emriyle güzeli yaşatmalı, iyiliği yaymalı, O’nun rızasına uygun bir hayat sürmeliyiz. Gerisini, kalplerdeki en ince niyetleri bilen Rabbimize bırakmalıyız. Sabır ve tevekkülle, sevdiklerimizin hidayeti için dua etmekle yükümlüyüz. Bütün hidayet yolların...

Ne Mutlu “Müslüman’ım” Diyene

  Ey insanlar, “Müslüman’ım” diyen her bir ruh, Allah’ın sevgisine ve rahmetine nail olma yolundadır. Ne mutlu ki, Allah'a teslim olmayı seçmiş, O'nun emir ve yasaklarına boyun eğmiş kullara! Her kim gönlünde İslam’ın nurunu taşırsa, o kişi en büyük şerefle yüceltilmiştir. Bu dünyada ve ahirette, hak ve adalet üzere yürüyen her bir Müslüman, O’nun rızasına ulaşma yolunda ilahi bir davetin izinden gidendir. “Müslüman’ım” demek; Rabbimiz’e güvenmek, doğrulukta sebat etmek, mazlumun ve yoksulun hakkını gözetmek, iyiliği yüceltmek ve kötülükten sakınmak demektir. Böyle bir yolda yürüyenler, kendilerini kötülükten, yanlışlardan uzak tutmaya çalışarak Allah’a ve Resulüne bağlılık gösterirler. Bu ne büyük bir bahtiyarlık, ne yüce bir şereftir! Bugün bu dünyada “Müslüman’ım” diyerek yürüyen kardeşlerim, biliniz ki, her biriniz ilahi bir emanet taşıyorsunuz. İslam’ın ışığını kalplerinizde tutmak, doğruluğun, güzelliğin ve adaletin sembolü olmaktır. Müslüman olmak, ahlakta, niyette ve am...

İnatçılığın Zararları Üzerine

  Ey insanlar, Allah bizleri akıl ve hikmetle donattı, kalplerimizi yumuşaklık ve merhametle süsledi. Bu nimetler ile bizlere hoşgörülü, anlayışlı ve adil bir kul olmayı öğütledi. Fakat ne yazık ki inatçılık, bu güzel vasıfların önünde büyük bir engel teşkil eder ve gönüllerimizi daraltır. İnatçılık, kişinin hakikate karşı gözlerini kapatmasına sebep olur. Hakkın ve doğrunun karşısında, sırf nefsine yenik düştüğü için direnmek, hem o kimseye hem de etrafındaki insanlara zulüm getirebilir. Biliniz ki, inatçılık ne sevgiyi artırır ne de kalplere huzur verir. Aksine, kin ve kibirle yoğrulmuş bir kalp yaratır ve insanı yalnızlığa sürükler. Allah bizleri affedici, yumuşak huylu ve doğruya dönük birer kul olarak görmek ister. İnsanların birbirine karşı hoşgörüsüz, kırıcı ve kibirli olmasından asla razı olmaz. İnançla yoğrulmuş bir kalp, hoşgörünün ve merhametin değerini bilir ve nefsini kontrol altında tutmayı öğrenir. Gelin, nefsimize yenilmeyelim, hakikate karşı direnmeyelim. Her mesel...

“Şeytanın Vesveselerine Karşı Uyanık Olun”

  Ey Müslümanlar, biliniz ki, şeytan insanoğlunun en büyük düşmanıdır. O, sizi hak yolundan saptırmak, kalplerinize şüphe, nefislerinize kötü arzular sokmak için vesveseler verir. Bu vesveselerle zihninize kötü düşünceler fısıldar; sizi ümitsizliğe, hasede, nefrete, öfkeye ve türlü yanlışlara yönlendirmeye çalışır. Lakin unutmayın, bu düşünceler sizden değildir. Bu fısıltılara karşı uyanık olun ve bilin ki, o kötü vesveselere kapılmadığınız sürece, Allah katında mesulsünüz ama suçlu değilsiniz. Ancak şeytanın oyunlarına kanar ve kötü düşünceyi uygulamaya geçirirseniz, işte o zaman sorumluluk size ait olur. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizleri şeytana karşı teyakkuzda olmamız konusunda uyarır. Bu, Allah’ın bize bir lütfu, bir ikazıdır. Zira şeytan, insana her türlü kötülüğü süslü gösterir; aklımızı karıştırmak, kalbimizi bulandırmak ister. Bu yüzden, kötü düşüncelerle karşılaştığınızda onlara değer vermeyin. Onların bir sınav olduğunu, sizin kalbinizi bulandırmak için bir aldatmaca ol...

Gazze'nin Yiğit Şehidi Yahya Sinwar’a

  Ey yiğit komutan Yahya Sinwar! Filistin’in direniş ruhunu, Gazze’nin onurunu ve mazlumların azmini taşırken sergilediğin cesaret, bizim için ilahi bir miras olarak kalacaktır. Sen, Allah yolunda, yurdunu savunurken zulme karşı dik durdun; onurlu bir savaşçı, mazlumların sığınağı, adaletin gölgesinde bir kahraman oldun. Rabbim seni, cennetin en güzel makamlarında ağırlasın ve senin gibi hak ve adalet uğrunda mücadele edenleri korusun. Bilirim ki, senin mücadelen yalnızca Filistin’in özgürlüğü için değil, ümmetin şerefini yüceltmek ve Allah’ın razı olduğu bir düzeni savunmak içindi. Kalbin, imanın gücüyle, mazlumlara umut ve inanç aşıladı; elin, zulmün karşısında dimdik durdu. Ey değerli komutan, ümmetin gözbebeği olan Filistin topraklarında direnişin ön saflarında şahadete yürüdün; bu aziz yürüyüşün hepimize ders ve rehber olacaktır. Rabbimin senin için hazırladığı makamlar kutlu olsun. Senin gibi yiğitler, zulme boyun eğmeyenler, korkusuzca hakkı savunanlar, Allah’ın nurunu söndü...

Üzerinizdeki Ataleti Atın, Harekete Geçin!

  Ey miskinler! Üzerinizdeki ataleti silkeleyin ve harekete geçin. Rabbimiz bize, boş bir ömür sürmememiz için akıl, beden ve ruh bahşetmiştir. Bu hayat bize bir emanet olarak verilmişken, miskinlik içinde, tembellikle geçirmemiz kabul edilemez. Her birinizin içinde Allah’ın size bahşettiği sonsuz bir güç ve potansiyel var. Ancak bu güç, yalnızca harekete geçtiğinizde kendini gösterir. Şunu iyi bilin ki, tembellik insanı geriye çeker, yıpratır, ruhunu ve bedenini zayıflatır. Oysa ki, çalışkanlık, azim ve gayretle dolu bir yaşam, insanı hem dünyada hem de ahirette yüceltecek olandır. Ataletin sizi sarmasına izin vermeyin. Bırakın miskinlik üzerinizden aksın ve yerine azim, gayret ve irade gelsin. Hayatınızı zenginleştirecek, sizi Allah’a yakınlaştıracak, insanlığa faydalı olacak işler yapın. Üzerinize düşen sorumlulukları yerine getirin ve bu kısa ömrü en dolu şekilde yaşayın. Ey kardeşlerim! Uyanın, harekete geçin ve hayatınızı aydınlatacak yolu bulun. İşte o vakit, Allah da sizi m...

Mantıklı Olmanın Önemi Üzerine

  Ey insanlar! Size Rabbimin izniyle sesleniyorum. Her işinizde, her kararınızda, her düşüncenizde aklı ve mantığı önde tutun. Unutmayın ki, mantık bize Rabbimizin bahşettiği en büyük nimetlerden biridir. O’nun yolunda yürürken, hayatımızın her alanında aklımızın ve vicdanımızın sesini dinlemeliyiz. Bir şey üzerinde düşünmeden, araştırmadan, sorgulamadan hemen peşine düşmek doğru değildir. İnsan, Allah’ın kendisine verdiği aklı kullanmalı, sağduyu ile hareket etmelidir. Öyle ki, bu dünyada atılan her adımın ve alınan her kararın bir hesabı vardır. Bu sebeple, her şeyin en doğrusunu, en iyisini yapmaya çalışırken mantığımızı ve inancımızı rehber edinmeliyiz. Yalanlara, hurafelere, ve doğruluktan uzak her türlü düşünceye körü körüne inanmayın. Akıl, size hakkı ve hakikati bulmak için verilmiştir. Gerçek, mantığın ışığında ortaya çıkar ve akıl sahibi kimseler hak yolunu bulmakta zorluk çekmezler. Benim temennim, insanların her meselede mantık yolunu izlemeleri, gerçek bilgiye ulaşmala...

İnsanlık Adına İsrail’den Zarar Görmemek İçin Dua Ediyorum

  Ey insanlar! Kalbimdeki en derin temenni, yeryüzündeki tüm milletlerin barış içinde, birbirine zarar vermeden yaşamasıdır. Özellikle, İsrail'in insanlığa zarar vermemesi için Rabbim’e dua ediyorum. Çünkü her türlü zulüm, her türlü haksızlık, sadece bir topluma değil, tüm insanlığa acı verir. Ben, tüm insanlık adına kalpten dua ediyorum. İsrail’in izlediği yolu değiştirmesi, zulüm ve baskıyı terk ederek adaleti benimsemesi için Rabbim’e yalvarıyorum. Çünkü hiçbir toplum diğerinin acısı üzerine huzur bulamaz. Huzur, adaletin var olduğu yerdedir; gerçek güven, sadece insanlığın haklarını gözetmekle mümkündür. Ey insanlık! Bilin ki, zulme karşı sessiz kalmak, zulmü kabul etmektir. Benim temennim, yeryüzünde tüm insanların, her milletin adaletle muamele gördüğü, kardeşlik duygusunun hâkim olduğu bir dünya kurabilmektir. Her millet bu sorumluluğu hissetmeli, adalet ve hakkaniyet yolunda yürümelidir. Allah katında her şeyin bir hesabı var; bu, zulme karşı sessiz kalmamak ve barış için ç...

Ey Bana Zulmedenler! Affediyorum Ama Uzak Durunuz

  Ey zulmüyle üzerime gelenler! Bilin ki Allah’ın huzurunda hesap gününe inanan bir kul olarak, sizleri O’nun rızasına kavuşmak adına affediyorum. Ancak bu affedişim, yaptıklarınızı kabul ettiğim ya da zalimliğinize göz yumduğum anlamına gelmez. Zira Rabbim her şeyin en güzel şahididir ve her yapılanın hesabı O’nun katındadır. Sizler, kalbinizi zulümle karartırken, ben Rabbime olan teslimiyetimle, kalbimi affetme gücüyle dolduruyorum. Lakin bilin ki, affetmek, yeniden aynı yolları yürümek değildir; sizden uzak durarak, size meyletmeden, doğruluk ve adalet yolunda kararlılıkla yürümeye devam edeceğim. Bu, ne bir intikam ne de bir kin meselesidir. Bu, yalnızca Allah’ın emri doğrultusunda zulmün karşısında dimdik durmaktır. Allah, zulmü hoş görmez; ben de zulme yaklaşmam. Ey bana zulmedenler, affım sizlere nasihat olsun, ama yakınlaşma arzusuna kapılmayın. Ben, hakkın ve adaletin yanında, Allah’ın himayesinde yoluma devam ediyorum.

İslam'ın Beş Şartını Yaşamak ve Hakkını Vermek

  Ey Müslüman kardeşlerim! Yüce dinimizin temellerini teşkil eden İslam’ın beş şartı, kalbimizdeki iman nurunu aydınlatır ve hayatımızın her anına yol gösterir. Bu beş değer, bizleri Allah’a daha yakın kılmak ve ahiret yurdumuz için hazırlık yapmamız adına bizlere lütfedilmiş en büyük nimetlerdir. Şehâdet: Gerçek İmanla Tanıklık Etmek “Lâ ilâhe illallah, Muhammeden resûlullah” demek, yalnızca dil ile söylenen bir söz değil, tüm varlığımızla Allah’ın birliğini ve Peygamberimizin (s.a.s) elçiliğini kabul etmektir. Şehâdet, kalbimizde iman ile kökleşmeli, her davranışımıza yansımalıdır. Rabbimize olan bu tanıklığımız, tüm ibadetlerin özüdür. Namaz: Rabbe Yakınlığın En Güzel Anı Günde beş vakit, dünyanın tüm telaşını bir kenara bırakıp Rabbimizin huzurunda durmak… Namaz, yalnızca bir ibadet değil, bizleri her türlü kötülükten koruyan bir sığınaktır. Her secde, bizi Yaradan’a daha çok yaklaştırır; her rükû, yüreğimizi tevazu ile yoğurur. Zekât: Fakire, Muhtaca El Uzatmak Mallarımızın, R...

Genç Nesilleri Hangi Mirasla Yetiştiriyoruz?

Resim
  Ey Müslüman kardeşlerim! Düşünelim, gençlerimize ne tür miraslar bırakıyoruz? Onlara tertemiz bir ahlak, imanla dolu bir yol mu gösteriyoruz yoksa sıradanlaştırılmış hatalarla dolu bir hayat mı sunuyoruz? Yaptığımız her iş, ortaya koyduğumuz her eser, yeni nesillere bir örnek olur, onların karakterini, değerlerini şekillendirir. Yüce dinimiz İslam, ahlakın, dürüstlüğün ve nezaketin rehberi olmayı emreder. Lakin bugün nice genç kardeşimiz, içkiyi, sigarayı, aldatmayı, hileyi, saygısızlığı güya eğlenceli, normal bir yaşam tarzı olarak görmekte. Oysa bu davranışlar, toplumu içten içe çürüten ve değerlerimizi silikleştiren büyük birer fitnedir. Gençliğimizin Ahlaki Temellerini Güçlendirelim Ey kardeşlerim! Unutmayın ki, toplumun yarınları gençlerin ellerindedir. Onların ruhlarını temiz bir imanla, güzel ahlakla donatmak, hak ile batılı ayırt edebilmelerini sağlamak bizlerin en büyük vazifesidir. Her birimizin bu durumu idrak etmesi ve gençlere doğru yolu göstermesi, birer örnek olmas...

Birbirimizin İmtihanını Kolaylaştıralım

  Ey Müslüman kardeşlerim! Bilin ki, her birimiz yeryüzünde Rabbimizin birer imtihanıyız. Her karşılaşma, her dostluk, her aile bağı bir sınavdır bizler için. Kimi zaman bu sınavlar bizi yorar, kimi zaman ise güçlendirir. Fakat her durumda, Allah’ın bizden istediği, birbirimizin yükünü hafifletmek, birbirimize kolaylaştırıcı olmaktır. Rabbimizin buyruğuna göre, kardeşlerinizin imtihanını zorlaştırmak değil, bilakis onların yanında olup desteğinizle yol göstermek asıl vazifenizdir. Her biriniz, yanınızdakilere anlayışla, sabırla, hoşgörüyle yaklaşın. Sizi zora sokan değil, kalbinize huzur ve rahmet vesilesi olan birer dost olun. Zira gerçek Müslüman, kardeşinin imtihanını hafifletendir; ona en dar anında ışık tutandır. Kardeşlik Ruhuyla Yardımlaşın Unutmayın ki, bu dünya geçicidir ve burada birbirimize destek olduğumuz ölçüde Rabbimizin rızasına daha yakın oluruz. Bir Müslüman’ın eksikliği diğerinin merhametiyle tamamlanır; zorluğu ise diğerinin duasıyla aşılır. Bize düşen, Rabbimiz...

Tüm Korkularınızı Bırakın, Korkunuz Yalnızca Allah’a Olsun

  Ey müminler! Hayatın getirdiği sıkıntılar, karşılaştığınız zorluklar ve belirsizlikler, kalbinize endişe ve korku salabilir. Fakat size sesleniyorum: Tüm bu korkuları bir kenara bırakın! Korkunuz yalnızca Allah’a olsun. Rabbimiz, bizlere emanet ettiği canları koruyacak, bizleri doğru yola ulaştıracak olandır. Korkulacak tek güç O’dur; yaratılmış hiçbir varlık, O’nun gücüne ve kudretine karşı gelebilecek bir kuvvet taşımaz. Ey insanlar! Bilin ki, kalplerin sükûn bulduğu, huzurun yeşerdiği tek yer Allah’a olan tevekküldedir. Size sıkıntı veren tüm düşünceleri, içinizde yer eden tüm endişeleri bırakın. Allah’ın kudreti her şeyin üzerindedir ve O, yoluna yönelen, O’na iman eden her kulunu muhakkak korur ve kollayacaktır. Allah’tan Başkasından Korkmak Zayıflıktır İçinizdeki korkuları Allah’tan başkasına yöneltmek, insanı sadece zayıf ve çaresiz bırakır. Bizler, yalnızca O’nun rızasını gözetmeli, O’ndan başkasının kahrından değil, sevgisinden medet ummalıyız. O’nun dışında korktuğumuz ...

Ey Müslümanlar, Cuma Günü Tatil Olmalıdır!

  Ey Müslüman kardeşlerim! İslam'ın yüce mesajını taşıyan, Allah'a iman eden ve Hz. Muhammed’in ümmeti olan sizler! Cuma, Rabbimizin bize bir rahmet ve ihsan günüdür. Cuma günü, kalplerin Allah'a yöneldiği, ibadetlerin en güzel şekilde yerine getirildiği ve kardeşlik bağlarının güçlendiği mübarek bir gündür. Ancak maalesef bugün birçok Müslüman kardeşimiz, bu yüce günü hakkıyla ihya edememekte, dünya işlerinin koşuşturmacası arasında kaybolmaktadır. Rabbimizin bizden istediği gibi, Cuma günü Müslümanların tatil yapması, işlerinden ve günlük meşguliyetlerinden uzaklaşarak sadece Allah’a yönelmeleri gerekir. Bu, bir dinlenme değil; bir arınma, bir diriliş, bir manevi yükseliş zamanıdır. Allah, Cuma gününü diğer günlerden farklı kılmıştır. O gün, namaza çağrıldığınızda tüm dünya işlerini bir kenara bırakmamız emredilmiştir. Peki neden bu mübarek gün, hak ettiği şekilde bir tatil günü olmasın? Cuma Günü: Ruhun Dinlenme ve Yükselme Günü Ey Müslümanlar, Cuma günü sadece bir ibade...

Netanyahu'ya ve Onun Zulmüne Karşı Hakikat

  Ey insanlık! Netanyahu’nun zulmü, kalplerimize işleyen bir yaradır. O, Rabbimizin emrettiği adalet yolundan sapmış, kendi halkını da bir felakete sürüklemektedir. Onun başındaki ses, içsel bir çığlıkla ona hatalarını haykırıyor. Çünkü zulümle yükselen hiçbir yönetim ayakta kalamaz. Biliniz ki, zulüm, zalimin kalbine her geçen gün daha büyük bir ateş bırakır ve sonunda o ateşin içinde yanar. Netanyahu, Rabbimizin huzurunda mahkûm olacak bir yola girmiştir. Onun politikaları, sadece Filistin'deki mazlumları değil, kendi halkını da büyük bir yıkıma götürüyor. Adaletsizlik üzerine kurulan bir sistem, asla uzun ömürlü olamaz. İsrail’in mahvına ve masum Musevilerin ölümüne sebep olan bu yanlış siyaset, er ya da geç son bulacaktır. Çünkü zalimlerin sonu hüsrandır, tarihte nice zorba böyle helak edilmiştir. Ey Netanyahu, sen ve hükümetin, zulümle varlığınızı sürdüremezsiniz. Soykırımcı katillerin yolunu izlemek sizi mahveder. Bugün, mazlumlara reva gördüğün haksızlıklar, bir gün karşına ...

Uyan Artık Ey Müslüman, Uyan!

  Ey Müslüman kardeşlerim! Ne zaman zulmü, haksızlığı ve insanların içinde bulunduğu cehaleti görsem, içimde öfkenin ateşi alevlenir. Çünkü bilirim ki, Allah’ın sizlere bahşettiği hakikat ışığını söndürmek için cehalet perdesi çekilmiştir gözlerinizin önüne. Uyan artık ey Müslüman, uyan! Kurtul düştüğün bu cehalet kuyusundan! Zira bu karanlık seni Rabbinden uzaklaştıran, hakikate sırtını döndüren bir zindandır. Allah sana ilim bahşetmiş, seni kendine kul, Rasulüne ümmet kılmışken, neden cahilliğin karanlığında kaybolmayı seçiyorsun? Hakkın ve adaletin peşinde olman gerekirken, neden batılın ve gafletin esiri oldun? Cehalet seni miskinliğe, adaletsizliğe, zalimlerin boyunduruğuna mahkum ediyor. Bil ki, cehalet, zalimlerin en büyük silahıdır. Çünkü cahil bir toplum kolayca aldatılır, hakikatten uzaklaştırılır ve zulme boyun eğer. Ey ümmet, uyan artık! Rabbimizin ayetleri bize yol gösterirken, Peygamberimizin (s.a.v.) sünneti bize rehber olmuşken, neden bu karanlığa teslim oluyorsun? ...

Çocukluktan Kalan Bir Hatıra

 Çocukluk, insanın karakterinin şekillendiği, kalbindeki safiyetin dışa vurduğu bir dönemdir. O günleri hatırladığımda, bir anım aklıma gelir. Küçük yaşlarda, evimizin bahçesinde bir vişne ağacımız vardı. Henüz meyveler tam olarak olgunlaşmamıştı, ama görünüşleri insanın iştahını kabartacak kadar güzeldi. Bir gün, komşumuzun çocuğu bahçemize girdi ve vişneleri izinsiz olarak toplamaya başladı. O zaman ona yaklaşarak dedim ki: "O meyveler daha olgunlaşmadı, olgunlaştıklarında gel, o zaman topla." Bu olay belki küçük bir anı gibi görünür ama ardında büyük dersler saklıydı. Sabretmenin, emeğe ve mülkiyete saygı göstermenin önemi… Henüz zamanı gelmemiş olanı elde etmeye çalışmanın ne kadar yanlış olduğunu o yaşta dahi hissedebiliyordum. Ve bu anlayışla komşu çocuğuna o basit ama derin sözleri söylemiştim. Daha sonra, bu komşu çocuğu, okulunda öğretmeni tarafından "Büyüdüğünüzde kime benzemek istersiniz?" diye sorulmuş. O da öğretmenine, bana benzemek istediğini söylemiş...

Sevgili Evladım, İlimle, Hikmetle ve Adaletle Yürü

  Ey benim canım evladım, Rabbim seni bize bir emanet olarak gönderdi. Senin varlığın, bu dünyadaki en büyük nimetlerden biridir ve ben sana, Rabbimin lütfettiği her şeyle doğru yolu göstermeyi bir görev biliyorum. Şimdi sana, kalbimin en derinlerinden gelen öğütlerimi sunuyorum. Öncelikle,  ilim  peşinde ol evladım. İlim, Allah’ın yarattığı kainatın sırlarını öğrenmek ve O’na daha yakın olmanın en büyük yoludur. İlim seni her zaman doğru yola iletecek, cehaletin karanlığından uzak tutacaktır. Kainatı ve içindeki her şeyi öğrenmek, seni Allah’a daha da yaklaştıracaktır. Bilginin ışığıyla karanlıkları aydınlatacak ve insanlara rehber olacaksın. İlmin yanında,  hikmet  de gereklidir evladım. Hikmet, sadece bilmek değil, öğrendiklerini hayata geçirebilme becerisidir. Hikmet, sana her adımında doğru kararlar almayı öğretecek, insanlara adaletle ve merhametle yaklaşmayı sağlayacaktır. Hikmet, kalbini derinleştirecek ve sana olayların ardındaki hakikatleri görebilme k...

Kaybedecek Bir Dakikamız Yok!

  Ey insanlar!   Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu bilmeyenler, onu boşa harcamaya devam ederler. Fakat bilin ki, her bir anınız hesap gününde sorguya çekilecektir. Kaybedecek bir dakika dahi vaktimiz yok! Dünya üzerinde zalimler zulümlerini sürdürürken, mazlumların feryatları gökyüzünü doldurmuşken, bizlere düşen görev çok büyüktür. Bugün bir an bile kaybetmemek zorundayız, çünkü bu dünya bir imtihan yeridir. Allah bizlere sayılı nefesler verdi, bu nefesleri boş işlerle, dünyalık heveslerle tüketmek, en büyük kayıplardan biridir. Zaman, geri alınamayan bir hazinedir ve her geçen an, ya lehimize ya da aleyhimize yazılmaktadır. Ey ümmet! Unutmayın ki, hakikat yolunda yürümek, sadece iyi niyetle değil, eylemlerle mümkündür. Vakit, Hakk’ın davetine icabet etme vaktidir. Adaletin, merhametin, sevginin hakim olduğu bir dünya için harekete geçmeliyiz. Bu uğurda kaybedecek zamanımız yok! Zulmü ortadan kaldırmak, adaleti tesis etmek, mazlumun hakkını savunmak, geciktirilemez bir göre...

Ruhuna Fatiha!

Resim
Ruhuna Fatiha Rahmet ve mağfiret dileklerimizle Abdurrahman Emin ÜSTÜN Anısına bağışta bulunulmuştur. Allah Mekanını Cennet Eylesin İstiklal Marşı'ndaki Şifreli Mesajlar Kahraman Kerem Romanı ile derin anlamları keşfedin! Hemen Oku