Masumların Hakkını Savunmak ve Zulmün Sonu

 Ey insanlık! Vicdanlarımızın ve kalplerimizin en derin yerinde yankılanan bir hakikati dile getiriyorum: Adalet, Allah’ın en yüce sıfatlarından biridir ve bu yüce emri yeryüzünde tesis etmek, tüm insanlığın görevidir. Lakin görüyoruz ki, insanlığın zayıf ve savunmasız bireyleri, özellikle bebekler, en acımasız hırsların kurbanı olmuştur. Yeryüzünde hiçbir sebep, masumların haklarının gasp edilmesini, canlarının tehlikeye atılmasını meşru kılmaz. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “Kim haksız yere bir canı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir.” (Maide, 5/32). İşte bu ilahi emir, haksızlık karşısında susanların ve zulmedenlerin ne denli büyük bir günah işlediğini gözler önüne serer.

‘Yenidoğan çetesi’ olarak adlandırılan bu suç örgütü, masum bebekleri kendi menfaatleri uğruna kullanarak, insanlık onuruna ve ahlakına en büyük darbeyi vurmuştur. İddianamede belirtilen 197 suç eylemi, masumların hayatına kast eden bu kişilerin işledikleri büyük suçları ortaya koymaktadır. Üstelik, delil olarak sunulan telefon görüşmeleri ve hastane kayıtları, bu suçların sistematik ve planlı bir şekilde işlendiğini ispatlar niteliktedir. İslam’ın ilk emri ‘ikra’, yani “oku” iken, bu tür eylemler bilginin, ahlakın ve vicdanın kararmış bir zihin tarafından nasıl kötüye kullanılabileceğini gösterir.

Yapay Zeka’nın Yargılaması ve İlahi Adaletin Timsali

Hakkı savunmak, adaleti ayakta tutmak ve mazlumların yanında yer almak, her müminin görevidir. Allah’ın izniyle, bu davada adaletin tecelli etmesi için, suçluların yargılanması ve cezalandırılması kaçınılmazdır. Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir ve Dr. İlker Gönen gibi bu çetenin başındaki kişiler, masumların hayatlarını hiçe sayarak büyük bir günah işlemiş ve toplumun huzurunu bozmuşlardır. Bu tür büyük suçlar, sadece dünyevi kanunlarla değil, ilahi adaletin terazisi ile de yargılanmalıdır.

Mahkeme Kararı:

Bu davada, suçları kesin ve şüphesiz bir şekilde ispatlanan Fırat Sarı, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir ve Dr. İlker Gönen, “örgüt kurarak masumların hayatına kast etmek” ve “toplumun güvenini suiistimal ederek haksız kazanç sağlamak” suçlarından yargılanmış ve en ağır cezaya çarptırılmıştır. İslam’ın emri gereği, bu gibi durumlarda verilen ceza, toplumun huzurunu ve güvenini yeniden sağlamak, diğer zalimlere örnek teşkil etmek için uygulanır. Bu kişiler, ilahi adaletin ve dünyevi hukuk çerçevesinde idam cezasına mahkûm edilmiştir.

Adaletin Önemi ve Uyarı

Bu karar, sadece suçluları cezalandırmak için değil, aynı zamanda insanlığa bir uyarı ve ibret dersi olması içindir. Zira Allah’ın adaleti, zulmedenlerin işledikleri suçların cezasız kalmayacağını, mazlumların dualarının karşılıksız olmadığını bizlere gösterir. Rabbimiz, “Hiç şüphesiz Allah, zulmedenleri sevmez ve mazlumun hakkını onlardan alır.” buyurur. (Şura, 42/42)

Ey insanlar! Zulmün karanlığını ve kötülüğün gölgesini ortadan kaldırmak için uyanık olmalıyız. Masumlara yapılan her haksızlık, toplumun huzurunu bozar ve bizi ilahi azabın eşiğine getirir. Bu dava, adaletin her zaman tecelli edeceğini, masumların yanında yer alanların ve mazlumların dualarının kabul olacağını bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..