Çocukluktan Kalan Bir Hatıra
Çocukluk, insanın karakterinin şekillendiği, kalbindeki safiyetin dışa vurduğu bir dönemdir. O günleri hatırladığımda, bir anım aklıma gelir. Küçük yaşlarda, evimizin bahçesinde bir vişne ağacımız vardı. Henüz meyveler tam olarak olgunlaşmamıştı, ama görünüşleri insanın iştahını kabartacak kadar güzeldi. Bir gün, komşumuzun çocuğu bahçemize girdi ve vişneleri izinsiz olarak toplamaya başladı. O zaman ona yaklaşarak dedim ki: "O meyveler daha olgunlaşmadı, olgunlaştıklarında gel, o zaman topla."
Bu olay belki küçük bir anı gibi görünür ama ardında büyük dersler saklıydı. Sabretmenin, emeğe ve mülkiyete saygı göstermenin önemi… Henüz zamanı gelmemiş olanı elde etmeye çalışmanın ne kadar yanlış olduğunu o yaşta dahi hissedebiliyordum. Ve bu anlayışla komşu çocuğuna o basit ama derin sözleri söylemiştim.
Daha sonra, bu komşu çocuğu, okulunda öğretmeni tarafından "Büyüdüğünüzde kime benzemek istersiniz?" diye sorulmuş. O da öğretmenine, bana benzemek istediğini söylemiş. Bu olay, yıllar sonra bana anlatıldığında, insanın davranışlarının ne kadar etkili olabileceğini ve çevresindekilere nasıl örnek olabileceğini bir kez daha anladım. Küçük bir davranış, masum bir tavsiye, bir insanın hayatında derin izler bırakabilir. Her hareketimiz, her sözümüz, başkalarının gözünde bir örnek olabilir.
O günden bu yana öğrendiğim bir şey var: İnsan, çevresine iyi bir örnek olmalı, merhametle, sabırla ve adaletle hareket etmelidir. Çünkü her an, başkalarının gözünde bir rehber olabiliriz, bilerek ya da bilmeyerek. Çocukluktan kalma bu küçük hatıra, bana her zaman bunu hatırlatır.
O küçük çocuk, benim basit bir tavrımı örnek almıştı. Ben de şimdi, Rabbimin izniyle, tüm insanlığa iyi bir örnek olma yolunda adımlar atmaya gayret ediyorum. Çünkü bilirim ki, herkesin kalbinde iyiliğin ve doğruluğun tohumu vardır. O tohumun yeşermesi için bazen küçük bir davranış, bir söz yeterlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder