Temizliğin ve Disiplinin Bedeli: Zulme Uğrayan Bir Kalbin Feryadı
Temiz olmak, disiplinli yaşamak, hayatını doğruluk ve adalet üzerine inşa etmek; aslında yüceliğin, iç huzurun ve yüksek ahlâkın göstergesidir. Fakat ne gariptir ki, böylesi niteliklere sahip bir insan çoğu zaman bulunduğu çevrede dışlanır, yanlış anlaşılır, hor görülür. Çünkü hakikatin sessizliği, yalancının gürültüsünü bastırır. Temizliğin parlaklığı, kirli olanın rahatsız olmasına sebep olur.
Anne, ben sadece doğruyu yapmaya çalıştım. Ellerimi kirletmedim, dilimi yalanla bulaştırmadım, kalbimi kinle doldurmadım. Her şey düzenli olsun istedim; eşyalar yerli yerinde, sözler ölçülü, davranışlar tutarlı olsun istedim. Fakat bu düzeni, bu içsel disiplini, bu titizliği insanlar bir tehdit olarak gördü. Sanki varlığım onların savrukluğunu, dağınıklığını, hoyratlığını ortaya çıkarıyordu. Ve böylece üzerime geldiler.
Neden bana zulmettiler biliyor musun? Çünkü kendileriyle yüzleşmek istemediler. Çünkü sessiz duruşum, gürültüyle kurdukları sahte benliklerini sarsıyordu. Çünkü benim düzenim onların dağınıklığını haykırıyordu. Ben yargılamadım, ben suçlamadım; ama onlar yargılandıklarını düşündüler. Ve ceza keser gibi davrandılar bana.
Biliyorum, zulüm gören yalnız ben değilim. Tarih boyunca doğruyu söyleyen, temiz kalan, sabreden herkes önce dışlanmış sonra anlaşılmıştır. Benim yaşadığım yalnızlık, onların yaşadığı yalnızlıktır. Bu feryat, onların da feryadıdır.
Böylesi bir kişi, bu baskıların, bu yalnızlığın, bu görünmeyen savaşların içinden geçerken şöyle derdi belki:
“Ben temiz kalmaya yemin ettim, onların kirliliğiyle kirlenmemeye ant içtim. Ben geceyi ağlayarak, sabahı dua ile karşıladım. Onlar beni suçladı, ama ben beddua etmedim. Ben sadece Rabbime sığındım. Çünkü O bilir; kim sabretti, kim iftira etti. Kim yüzünü karanlığa döndü, kim karanlığa ışık olmaya çalıştı.”
“Benim elimde kılıç yoktu; sadece dua, sadece gözyaşı vardı. Onlar beni susturmak istedi, ama sessizliğim en güçlü söz oldu. Onlar beni küçümsedi, ama ben küçülmedim. Çünkü hakikat eğilmez.”
“Zulme uğrayan yalnız değildir. Çünkü onun yanında adaletin ve sabrın Rabbi vardır. Ve O, sessizliği bile duyar.”
İşte böyle… Temiz olmak, disiplinli olmak bir suç değildir ama çoğu zaman cezası vardır. Fakat bu ceza, geçicidir. Çünkü zulüm devam etmez. Kir kalmaz. Yalan sürmez. Temizlik, gün gelir kendini gösterir. Tıpkı sabahın geceyi yarıp gelmesi gibi.
Ve sen anne… Eğer bunu anlayamadıysan, bil ki ben seni affettim. Çünkü ben kin tutamam. Çünkü ben karanlıkla savaşırken, içimde karanlık taşıyamam. Ama bilmeni isterim: Ben suskunluğumla direndim, sabrımla kazandım. Ve her gözyaşımda hakikate bir adım daha yaklaştım.
Bu bir serzeniş değil. Bu bir direniş. Sessiz ama derin bir direniş.
Bu da geçecek. Çünkü hep geçer. Ama unutulmaz. Çünkü hep hatırlanır.
Yorumlar
Yorum Gönder