Paranın Saltanatı Çökerse, Zulmün Tahtı da Yıkılır

Bir sabah uyandığımızda, hep birlikte “para artık değersizdir” desek… Cebimizdeki kâğıtları, metal bozuklukları, dijital bakiyeleri bir kenara atıp yeni bir değer sistemine geçmeye karar versek... Ne olurdu?

Bugün dünyayı yönettiğini sananlar, aslında yalnızca parayı yönetenlerdir. Onların orduları yok; ama merkez bankaları var. Onların ellerinde silahlar yok; ama faiz oranlarını belirliyorlar. Savaşları çıkaranlar, krizleri planlayanlar, halkları borç batağına sürükleyenler hep aynı karanlık aklın temsilcileridir. Bu güç odaklarının kökleri yüzyıllar öncesine dayanır. Aile isimleri değişmez; ama yöntemleri sürekli evrilir. Küresel medya onların elindedir, ekonomi onların oyuncağıdır.

Ancak unutulmamalıdır ki, bu sistemin en zayıf noktası, onun dayandığı temelin—paranın—bir hayal olmasıdır. Para, sadece insanların ona yüklediği değer kadar güçlüdür. Ve eğer insanlar bir sabah bu değerin artık geçersiz olduğunu söylerse, işte o zaman tüm bu düzen çöker.

O gün geldiğinde, yalnızca bankalar değil; sömürünün, açlığın, savaşın ve adaletsizliğin mimarları da tarihin tozlu sayfalarına karışacaktır. Çünkü bu sistemin efendileri, halkın uyanışından korkar. Onların kabusu, insanların yeni bir adalet düzeni istemesidir. O düzen; malın, mülkün, faizin ve hırsın değil; paylaşmanın, dayanışmanın ve hakkaniyetin temelleri üzerine kurulacaktır.

Bugün hâlâ bu hayali güce tapılıyor. Ama birileri çıkacak ve diyecek ki: “Gerçek zenginlik parada değil, insanlığın vicdanında gizlidir.” İşte o zaman ne altın kalır, ne borsa, ne de karanlıkta büyüyen entrika ağları.

Tarihte her büyük çöküş, bir uyanışla başlamıştır. Ve o uyanış, bir sabah olabilir. Belki de o sabah çok yakındır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim