Baba, Bütün Bunları Görürken Neden Sustun? Neden Beni Yalnız Bıraktın?
Baba,
Bu defa sana soruyorum.
Gözlerinin önünde oldu her şey.
Ben yere kapandım, ses etmedin.
Kalbim parçalandı, duymadın.
Annemin bakışlarında küçüldüm, sen oradaydın.
Yalnız kaldım, sen hâlâ sustun.
Neden baba?
Neden beni yalnız bıraktın?
Neden en çok ihtiyacım olduğunda arkamda durmadın?
Ben senden bir servet istemedim, büyük laflar beklemedim.
Sadece bir söz… sadece bir bakış…
“Ben senin yanındayım” deseydin, yeterdi.
Ama sen sanki yoktun, sanki suskunluğunla her şeyi onayladın.
Baba, ben annemin yargısında ezilirken sen neyi düşündün?
Ben Allah’a yöneldikçe dışlandım, sen neye sustun?
Yoksa sen de mi korktun?
Yoksa sen de mi beni anlamadın?
Ben sadece sevilmek istedim.
Kabul görmek, anlaşılmak…
Küçük bir çocuğun, babasının gölgesine sığınmak istemesi gibi.
Ama senin gölgen yoktu, ya da bana ulaşmıyordu.
Her şeyin farkındaydın.
Annemin kalbindeki öfkeyi gördün,
Evdeki sessiz savaşı hissettin,
Benim neyi aradığımı, neyi savunduğumu anladın.
Ama yine de sustun.
Sanki olan bitene yabancıydın.
Sanki bu ev senin değilmiş gibi…
Oysa baba, senin suskunluğun, annemin sözlerinden daha çok canımı yaktı.
Çünkü sen susarak annemin sözlerini güçlendirdin.
Sen bir şey demeyince, ben suçlu oldum.
Sen sessiz kaldıkça, ben yalnızlaştım.
Biliyor musun baba, bir çocuk annesiyle çatışsa da babasında sığınacak bir liman arar.
Ama benim limanım dalgalıydı.
Ben o limanda hiç barınamadım.
Eğer o zaman bir kez gözlerime baksaydın,
Bir kez “anlıyorum seni” deseydin…
Ben bu kadar kırılmazdım.
Bu kadar içime kapanmazdım.
Bu kadar çok susmazdım…
Ama sen o sözleri hiç söylemedin.
Bir baba, evladının yandığını görüp de neden sessiz kalır baba?
Bir baba, evladının kalbi taşlara çarparken neden sırtını döner?
Ben o zamanlar küçük bir çocuk değildim belki,
Ama hâlâ senin evladındım.
Senin duana muhtaçtım.
Senin omzuna, senin gözyaşına, senin sessizliğini değil, sesini duymaya muhtaçtım.
Bir gün biri sana “neden sustun?” diye sorarsa, ne diyeceksin baba?
“Ben elimden bir şey gelmedi” mi?
“Evde huzur bozulmasın istedim” mi?
“Zaten büyür geçer sandım” mı?
Oysa senin suskunluğunla büyüyen şey neydi biliyor musun?
Benim içimdeki kırıklık.
Benim kalbimdeki yalnızlık.
Ben seni affetmek istiyorum baba.
Ama önce sen beni gerçekten duydun mu, onu bilmek istiyorum.
Bir kerecik olsun içinden “Ben ona haksızlık ettim” dedin mi?
Baba,
Eğer hâlâ oradaysan, hâlâ kalbin atıyorsa,
Beni duyman için geç değil.
Çünkü evlat kalbi kırılır ama yok olmaz.
Evlat, sevgiye aç kalır ama sevmekten vazgeçmez.
Ve bir gün,
Suskun babasından bile bir söz duymayı umut eder.
Ben hâlâ o sözü bekliyorum baba.
Geç de olsa…
Kısa da olsa…
Bir söz…
Bir merhamet…
Bir baba sesi…
Yorumlar
Yorum Gönder