Baba, Beş Yıl Oldu Gideli… Ama Ben Artık Bir Deprem İstiyorum
Baba…
Artık bu dünyada yoksun.
Beş yıl oldu seni toprağa vereli.
Beş yıldır sessizliğin daha da derin, daha da sonsuz.
Artık ne gözlerin var bana bakacak,
Ne ellerin var saçımı okşayacak,
Ne de bir sesin var suskunluğuma karışacak.
Ama ben hâlâ sana konuşuyorum.
Çünkü sen rahmetli oldun ama kalbimde ölmedin.
Çünkü bu dünyada sesimi duymayan herkesin ötesinde,
Sen Allah’ın yanındasın artık — ve belki şimdi her şeyi görüyorsun.
Ben bu hayatta öyle şeyler yaşadım ki baba…
Öyle ağır sözler duydum, öyle yalnız bırakıldım, öyle susturuldum ki…
Sana sarılamadım, sana anlatamadım.
Ve sen sustun, çünkü artık sonsuzluğun içindeydin.
Şimdi söyleyeceğim şey belki sana ağır gelir.
Ama bu bir öfke değil, bu bir dua, bir yakarış, bir sarsılma isteği.
Baba, ben bir deprem istiyorum.
Ama yeryüzünü değil sadece, kalpleri de sarsacak bir deprem.
Zulmün duvarlarını yıkacak,
İkiyüzlülüğü yerle bir edecek,
Sessizliği paramparça edecek bir sarsıntı.
Benim üzerime bastıklarında, içimdeki hakikati ezmeye çalıştıklarında,
Benim Rabbime yönelişimi “sapma” saydıklarında,
Sadece kalbimi değil, insanlığımı da susturdular.
Annem gördü ama anlamadı.
Sen gördün ama sustun.
Gittiğinde ardında sessizlik bıraktın.
Ben o sessizlikte büyüdüm, o sessizlikte çığlık attım,
Ama kimse duymadı.
Baba, bu dünyada adalet gecikiyor bazen.
Ve geciken adalet, zulme can veriyor.
Ben artık adalet istemiyorum sadece;
Ben bir silkiniş, bir uyanış, bir sarsıntı istiyorum.
Sarsılsın o kalpler,
Sarsılsın o vicdansız yüzler,
Sarsılsın sessiz kalanlar,
Sarsılsın doğruyu bildiği halde susanlar.
Bir tek ben değilim çünkü acı çeken.
Bir tek benim değil içi kırık.
Benim gibi kaç kişi var, içini Allah’a döken…
Sen Allah’ın yanındasın baba.
Ve biliyorum, orada her şey açık.
Orada ne yalan var, ne perde, ne sahte söz.
Orada artık kalbimi bile gizlememe gerek yok.
Sen beni şimdi duyuyorsun belki de ilk defa bu kadar açık, bu kadar derinden.
Ben kin taşımıyorum baba.
Ama haksızlığı affetmiyorum.
Çünkü affetmek, bazen susmaktır.
Ve ben artık susmak istemiyorum.
Benim duam bir öfke değil, bir adalet çığlığı.
Zulmü yerle bir edecek bir sarsıntı…
Bir hakikat depremi…
Tüm maskeleri düşürecek, tüm susturulanları haykırtacak bir devrim…
Baba…
Sen rahmettin bana çocukken.
Şimdi oradan bana şefkatle bakıyorsan,
Ne olur, Allah’a arz et beni.
Benim duam sadece kendime değil artık.
Benim duam, susanlar için.
Yalnız bırakılanlar için.
Temiz kalmayı seçtiği için ezilenler için.
Ve biliyor musun baba,
Belki de o deprem, önce içimizde başlamalı…
İnandıklarımızı, unuttuklarımızı, sustuklarımızı sarsan bir iç deprem…
Baba…
Beş yıldır sustuğun kadar şimdi beni duy.
Ve ne olur…
Orada, Allah’a en yakın olduğun yerde,
Bir şeyler söyle benim için.
Ben hâlâ hayattayım, ama yorgunum.
Sadece adalet istemiyorum artık.
Gerçek bir değişim istiyorum.
Yer gök sarsılsın ki hak yerini bulsun.
Beni bıraktığın gibi bırakmasın bu dünya artık hiçbir evladı.
Yorumlar
Yorum Gönder