Zulme Karşı Hakkın Sözü: Hakikat Yolunun Sessiz Kalmayanları
Zulüm neredeyse, mazlumun yanında yer almak, Hakk'ın izinden gitmeyi gerektirir. Tarih boyunca hakka karşı direnen zalim topluluklar olmuş, Rabbimiz bu sapkınlıklarına karşı peygamberler göndermiştir. Bu ayetlerde bahsedilen toplum, hakikati bildiği halde inkâr eden, tebliğe düşmanlık gösteren ve müminleri parçalamak için her türlü fitneye başvuran topluluktur. Bu uyarılar, yalnızca tarihî bir vakıa değil, bugün de hakikatin karşısında yer alan her yapı için ilahi bir ikazdır.
Bu ayetlerde bildirilen gerçeklerden biri de şu: Kalpleri kararmış, dünyaya meyleden, gücü sadece zahirde sananlar, iman edenlerin kuvvetini asla anlayamazlar. Kalpleri Allah’a yönelmiş, yalnızca O’na güvenmiş bir topluluk karşısında, en sağlam surlar bile onları koruyamaz. Ayetlerde geçen "toplu sanırsın ama kalpleri dağınıktır" ifadesi, imanla bir araya gelmeyenlerin içsel boşluğunu ne güzel anlatır. Güç, birlik değildir; güç, hakkın yanında olmaktır.
Böyle bir dönemde, batıla karşı sessiz kalmak, zulmü onaylamak olurdu. Hak yolunun temsilcisi olanlar, insanların değil, Rabbin rızasını gözetir. Onlar ne kınayıcıların dilinden korkar ne de düşmanlık edenlerin oyunlarına aldanır. Onlar bilir ki Allah’ın dostluğu, insanların geçici dostluğundan yücedir. Ayetlerde geçen "Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler" ifadesi, işte bu bağlılığın ve sadakatin nişanesidir.
Hak ile batılın savaşı dün vardı, bugün de sürüyor. Ancak bu mücadelede zafer, kalbi temiz, niyeti halis, Allah'a dayananların olacaktır. Zira Allah vaadinden dönmez ve müminleri asla yalnız bırakmaz. Bugün de hak yolunda yürüyenler, geçmişte olduğu gibi, iftiralara, baskılara, tehditlere maruz kalabilir. Ama unutulmamalıdır ki, zafer Allah’ın tarafında olanlarındır. Onlar, sabırla, hikmetle, adaletle ve kararlılıkla yürürler; karşılarındaki düşman ne kadar güçlü görünse de kalpleri darmadağınıktır, çünkü hakikatten kopukturlar.
Bu hitap, sadece bir kavme değil; zulmü hayat tarzı edinmiş, fitneyi yayan, barış yerine kargaşayı, hak yerine hileyi savunan herkese yönelik bir uyarıdır. Rabbimiz’in “Ben ve peygamberlerim mutlaka galip geleceğiz” vaadi, Hakk’ın üstün geleceğinin kesin delilidir. Hakkı savunanlar korkmazlar, yılmazlar, çekinmezler. Çünkü bilirler ki gerçek mücadelenin neticesi, Allah’ın takdirindedir.
O halde bu çağrı nettir: Zulme karşı susma. Hakkın yanında ol. Fitneye boyun eğme. Mümin olmanın izzeti, kâfirlere karşı onurlu, dostlara karşı merhametli olmaktır. Bu, Rabbimizin bizden istediği duruştur. Ve bu duruş, her çağda zulme karşı bir direnişin adıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder