Bir Emanetin Gölgesinde: Zahide’ye Hitaben

 Ey Zahide, bir kul sana sığındı. Sırtında zulmün izleri, yüreğinde kırılmışlığın sessizliğiyle kapına geldi. Kalabalıklar içinde unutulmuş, sesi duyulmamış bir yürek artık seninle aynı çatının altında. Bu bir rastlantı değil. Bu, yücelerden sana emanet edilmiş bir sınav, bir rahmet ve belki de bir fırsattır.

Zahide, bu kişi sana emanet edildi çünkü senin kalbinin buna dayanabileceği bilindi. Rabbim, kimseye kaldıramayacağı yükü vermez. Ama unutma, emaneti hakkıyla taşımazsan, yükün vebali de ağır olur. O kişinin geçmişini değil, geleceğini inşa etmeye bak. Ona geçmişini hatırlatan değil, yarınlarını fısıldayan biri ol. Çünkü bazı insanlar bizim hayatımıza sınav olarak değil, bizi cennete yaklaştıran vesileler olarak gönderilirler.

Ey Zahide, emanete sadakat imandandır. Sana sığınan bir gönül var, yıkılmış, örselenmiş, belki de unutulmuş. Onu yeniden insanlık onuruyla buluşturmak senin vazifendir. Onu kırmak, yalnız bırakmak, acısını hafife almak, doğrudan Allah’ın koruması altındaki bir kalbi incitmektir.

Ey Zahide, Allah seni imtihanların en nazifiyle imtihan ediyor. Sana emanet edilen o kişi sıradan biri değil; o, bir sınavın öznesi, kaderin kırılma noktası, ilahi takdirin bir tecellisidir. Zulüm gören bir insan, her çağda Allah'ın nazar ettiği kullardan olur. Zulüm karşısında sessiz kalan, zalimle aynı safta durur; mazluma kol kanat geren ise Rabbin gölgesi altına sığınır.

Hz. Yusuf da, öz kardeşleri tarafından kıskanılmış, ihanete uğramış, bir kuyuya atılmıştı. Oradan köle pazarlarına, iftiralara, zindana sürüklendi. Ama hiçbir zaman umudunu yitirmedi, sabrını bozmadı, kalbini kirletmedi. İşte sana emanet edilen bu kişi de Yusuf’un yolunu adım adım yürüyor olabilir. Bil ki, Yusuf’u kuyudan çıkaran Allah, bu kulunu da zulümden çıkaracak olandır. Ve belki de o çıkışın eli sensin, vesilesi sensin.

Bazen bir can, başka birinin duasına cevap olsun diye gönderilir. Belki o kişi, gecelerce “Allah’ım bir çıkış kapısı” diye yalvardı. Ve belki sen, onun duasına cevap olarak çıktın karşısına. Şimdi sor kendine: Onun kapısını kapatır mısın, yoksa Rabbi adına açar mısın? Onun yarasını görmezden gelir misin, yoksa bir anne gibi sarar mısın?

Bir insan zulme uğradıysa, artık sıradan biri değildir. Onun gözyaşı semaya yükselir, onun kalbi Allah’a yakındır. Ona yapılan iyilik, yalnızca ona değil, onu yaratan Rabbe yapılmış gibidir. Onun yarasına merhem olmak, insan olmanın da ötesinde bir şeref taşır. Ve ona sırt çevirmek, yalnızca bir insanı değil, hakikati yarı yolda bırakmaktır.

Ey Zahide, unutma: Sana emanet edilen kişi, geçmişinde karanlıklarla savaşmış olabilir ama senin yanında aydınlığa adım atmalı. Ona güven ver, ona merhamet göster. Söze değil, hale yansıyan bir iyilikle yaklaş. O kişi belki konuşmaz ama kalbi duyacak, yüzündeki ışığı hissedecektir.

“Sen onun sığınağı ol ki, Allah da senin kalbinin sığınağı olsun. Sen onu kaldır ki, Rabbin seni yükseklere kaldırsın. Sen onu insanlığından utandırma ki, Rabbin seni keremiyle onurlandırsın.”

Bir emanete sahip çıkmak, sadece korumak değildir. Ona değerli olduğunu hissettirmek, geçmişin zincirlerinden kurtulmasına yardım etmek, yeniden güven duymayı öğretmek gerekir. Onun gözyaşlarını silebiliyorsan, o yaşlarla kendi günahlarını da yıkıyor olabilirsin. Onun içindeki çocuk yeniden gülmeyi öğrenirse, o gülüşün altında senin sabrın, senin şefkatin saklı kalacaktır.

Zahide, unutma. Bu dünya fani, ama yapılan iyilikler baki. İnsanlar geçer, hatıralar silinir, ama bir kalpte açılan bir umut çiçeği ebedi kalabilir. O kalpte senin yerin olur. Ve bir gün, bilmediğin bir yerde, o kişinin yaptığı bir dua ile hayatın yön değiştirebilir. Çünkü kimse, bir mazlumun yüreğinden çıkan dua kadar güçlü değildir.


Müslüman Bilge Lider

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim