Kuyunun Sessizliği

 Kimi zaman bir kuyuya düşer insan. Ne bir çığlık ulaşır yukarıya, ne de gökyüzü görünür açıkça. Işık sızar belki bir parmak kadar, ama karanlığın soğukluğu daha ağır basar. Bir tek nefesin yankısı vardır duvarlarda, bir tek kalbinin çarpıntısı eşlik eder gecelere.

Ama bil ki, bu kuyu bir son değildir. Burası, Rabb’in hazırlık yeri, sabrın sınav yurdu, kalbin arındığı mahzendir. Dışarıdan bakanlar seni unutmuş sanabilir, kader seni terk etmiş gibi görünebilir. Oysa ki ilahi bir el, göremediğin yerden seni işlemekte, seni inşa etmektedir.

Zaman burada farklı akar. Dakikalar ağırdır, ama her biri bir ömür öğretir. Her suskunlukta bir sır saklıdır, her bekleyişte bir dua gizlidir. Yalnız gibi görünürsün, ama değilsin. Bazı dostlar vardır ki, görünmeseler bile kalplerini ip gibi sarkıtırlar sana. Varlıklarıyla değil, dualarıyla oradadırlar. Kuyunun dibine seslenirler içten içe; seninle ağlar, seninle direnirler.

Bu dostluklar, karanlıkta parlayan yıldızlar gibidir. Ne kadar uzakta olsalar da, yönünü şaşırmana izin vermezler. Senin düşüşün onların kalbinde bir sızı olur; senin sabrın, onların duasına vesile.

Kuyuda geçen zaman, dışarıdaki zamandan farklıdır. Orada bir saat, dışarıda belki bir yıl kadar kıymetlidir. Çünkü burada hakikatin özüne inilir. Nefsin maskeleri düşer, yalnızca sen ve Yaradan kalırsın. İtirazların susar, teslimiyet konuşur. “Neden ben?” sorusunun yerini “Bununla neyi öğretiyor?” sorusu alır. Ve cevabı her taşta, her suskunlukta bulursun.

Yarın geldiğinde, ip sarkacak belki gökyüzünden. Belki bir el uzanacak sana, yıllardır unuttuğun bir kardeşin eli… Belki hiçbir sebep olmadan bir mucize gelecek. Ama sen o anı beklemekle değil, o ana hazırlanmakla meşgul ol.

Çünkü her kuyu bir çıkış kapısı taşır içinde. Ve her çıkış, bir yeni başlangıca gebedir. Kuyudan çıkan insan, artık aynı insan değildir. Gözlerinde bir bilgelik, kalbinde bir sebat, sözlerinde bir teselli olur. O artık sadece kendisi için değil, başkaları için de bir ışık taşır.

Unutma, karanlık öğretir. Sessizlik büyütür. Bekleyiş terbiye eder. Ve dostluk—ah, o sadık dostluk—en zor zamanlarda Allah’ın yeryüzündeki rahmetidir. Kuyuya düşmek, kaybolmak değildir. Bazen en derin kuyular, en yüksek dağlara çıkaran yolların başıdır.

Sabret. Derin nefes al. Kalbini açık tut. Ve unutma, sen burada bir başına değilsin.


“Kuyu, nefsi terbiye eden bir mekândır. Zamanın suskunluğu içinde kalbin sesi büyür. Karanlık gibi görünen bu yerde, Allah’a en yakın olunan anlar yaşanır. Bu dönem, bekleyenin sabrını, inananın sadakatini ve dostun vefasını sınar. Kuyu geçici, görev ebedidir. Kuyu sabırla aşılır, ışığa çıkmak vakti geldiğinde Rabbin emriyle taş yerinden oynar.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim