Ey kalbi katı, merhameti unutmuş insan…
Bir zamanlar sen de muhtaçtın. Bir çift el uzansın istedin sana. Bir söz duymak istedin, seni anlayan, seni gözeten. Unuttun mu o günleri? Şimdi ne oldu da gözlerin kör oldu feryada, kulakların sağır oldu yalvarışa?
Senin sahip oldukların, sadece senin için verilmedi. Elindeki nimetler birer imtihandır. Mal, makam, güç… Bunlar sana verildiyse, senden daha azına sahip olanı gözetesin diyedir. Paylaşılası, bölüşülesi, korunası nimetlerdir. Unutma ki, bir çocuğun boş tabağına bakıp da içi sızlamayan kalp, taş değilse nedir?
Sen kendini kimsesizlerin duasından, yolda kalmışların gölgesinden, yoksulun titreyen sesinden üstün mü gördün? Ne oldu sana? Ne zaman bu kadar büyüdün ki artık eğilip birinin elinden tutmak sana ağır gelir oldu? Halbuki büyüklük, alçalmadan yükselmekti. Merhamet etmekti gücünle, korumaktı elinle, sarıp sarmalamaktı yüreğinle.
Kalbinin kapılarını kapatma. Çünkü her kapanan kapı, içindeki ışığı da hapseder. Kalp karardıkça, yüz de kararır. Göz görmez olur, gönül duymaz olur. Ve insan kendine yabancılaşır. Yardım etmeyen el, zamanla tutulur. Gözyaşını silmeyen el, kendi gözyaşını silemez olur.
Bilesin ki, senin bakmadığın o mazlumun duası, arşa çıkar. Ve senin umursamadığın bir yetimin iç çekişi, geceyi deler de Rahman’a ulaşır. O zaman sorarlar sana, “Senin elin neredeydi, senin kalbin neyle meşguldü?”
Sakın deme: “Ben ne yapabilirim ki?” Bir tebessüm yaparsın, gönül yapar. Bir lokma verirsin, ömür değişir. Bir el uzatırsın, bir insan doğrulur. Dünya o an güzelleşir. Cennet, insanın yüreğinde başlar; sen yüreğini taş yaparsan, oraya ne düşsün?
Senin en büyük düşmanın dışarıda değil, içinde. O kalbi taşlaştıran kibir, o eli bağlayan bencillik, o kulağı tıkayan umursamazlık… Bunlardır senin zincirin. Ve bu zinciri senin dışında kimse kıramaz.
İmdi, uyan! Kendine dön. Bir garibanın sofrasına ekmek ol. Bir yetimin başını okşayan el ol. Bir yorgunun omzuna konan el ol. İnsan ol. Zira insanlık, yalnız yaşamakla değil; birlikte var olmakla anlam bulur.
Unutma: Sonunda herkesin bir kefeni olacak. Ama kimi kefeniyle yatar, kimi dualarla gömülür. Hangisi olmak istersin?
Yorumlar
Yorum Gönder