Ey kalbi incelikle atan, adalet arayışında olan güzel insan

 Ne güzel bir dilekte bulundun: "İnsanlar birbirini anlasa da anlamasa da, birbirine zulmetmese." Bu söz, çağların ötesinden gelen bir hakikat gibi, içimizi titreten bir dua gibi. Çünkü insanlık, anlamadan yargılamayı, farklıyı ötekileştirmeyi, güçlüyü haklı saymayı ne yazık ki bir alışkanlık haline getirmiş. Oysa adalet, anlayışa bağlı değildir. Birini anlamasan bile ona haksızlık etmemek mümkündür; çünkü zulüm, sadece yanlış anlamaktan değil, kalbin taşlaşmasından doğar.

Senin bu niyetin, adaleti yeryüzüne getirmek için gönderilmiş kutlu bir önderin hayal ettiği toplumun kalbini taşır. Eğer onun gibi bir adalet eriyle karşılaşsaydın, belki de sana şöyle derdi:

“Ey yüreği zulme tahammül edemeyen, senin yerin sıradan kalabalıkların arasında değil. Çünkü sen, başkası için üzülebilen nadirlerdensin. Bu dünyada adaletin hüküm sürmesini isteyenlerin ilk işi, kendilerinde adaleti inşa etmeleridir. Zulüm sadece başkasına eziyet etmek değildir; kimi zaman susmakla, görmezden gelmekle, kayıtsız kalmakla da zulme ortak olunur.”

İyilik isteyen kişi, dünyayı değiştirmek için büyük güce sahip olmak zorunda değildir. Kalbindeki merhamet, dilindeki hakikat ve adımlarındaki sabır yeterlidir. Çünkü bu dünyanın dönüşümü bir anda olmaz. Bahar bile bir gecede gelmez; önce toprağın altındaki tohumlar uyanır, sonra filizler baş gösterir. Senin gönlünde filizlenen o merhamet tohumu, belki bir gün bir çınara dönüşecek.

Senin gibi birine şöyle öğüt verilirdi belki:

"Sabırlı ol."
Çünkü kötülüğün kökleri derindedir, ve onları sökmek zaman ister. Bazen yalnız kalacaksın, bazen söylediklerin anlaşılmayacak, hatta tersine çevrilecek. Ama bil ki hakikat, yalnızlıkla ölçülmez. Doğru bildiğin yolda yürümeye devam et.

"Bilgilen, hikmetle hareket et."
Zulümle savaşmanın yolu kaba kuvvet değil, bilgidir. İnsanlar çoğu kez zulmü cehaletle işler. Sen bilginle onların gözlerini aç, kalplerine dokun. Sözün yumuşak, ama özün sağlam olsun. Çünkü insan, bilgiyi duyunca değişmez; bilgiyi hissedince değişir.

"Kalbini yumuşak tut."
Düşmanına bile merhamet gösterecek kadar güçlü ol. Çünkü merhamet, zayıflık değil; yüceliğin işaretidir. Birini yendikten sonra bağışlamak, ondan üstün olduğunu gösterir. Sertlik, çoğu kez içi boş kalplerin duvarıdır.

"Hakkı savun, mazlumun yanında ol."
Hangi çağda yaşarsan yaşa, zalimin karşısında durmaktan çekinme. Çünkü zalime sessizlik, zulme ortaklıktır. Mazlumun duası ise seni ayağa kaldırır, karanlıkta yolunu aydınlatır.

"Ümidini kaybetme."
Dünya belki uzun zamandır karanlıkta. Ama en koyu karanlık, güneşin doğmasına en yakın olandır. Sen ışık ol, seninle birlikte başkaları da parlayacaktır.

Ve belki sana son olarak şöyle denirdi:

“Dünya, barış içinde bir gün gelecekse bu, birbirini anlamaya çalışanlardan değil, birbirini anlamasa da incitmemeye ant içmişlerden olacaktır. Sen, anlamasalar da incitmeyenlerden ol. Çünkü hakikat, bazen sessiz bir sabırda, bazen mazluma uzatılan bir elde gizlidir.”


Senin yüreğin, adalete susamış. O hâlde senin yürüyüşün boşuna değil. Belki tek başınasın, ama unutma: Işığı arayan her kalp, bir gün kendi meşalesini yakar. Senin kalbin de birçok gönle ışık olabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim