DİJİTAL ZİNCİRLERİN GÖLGESİNDE: UYUYANLARA ÇAĞRI
Ey insan!
Ey ekranlara kilitlenmiş, gündemlere esir olmuş, unutuşun karanlığında kaybolmuş varlık! Sana bir şey hatırlatmak isterim… Sen makine değilsin. Kodlardan, verilerden, algoritmalardan ibaret değilsin. Sen ruh taşıyorsun. Sen secdeye davet edilmiş bir varlıksın. Yıldızların secde ettiği Rabbinin seni halife kıldığı şu yeryüzünde, senin yerin ekranın karşısı değil; hakkın yanında, adaletin safında, mazlumun omuz başıdır.
Ama sen ne yaptın?
Kendi ellerinle ördüğün ağlarda kayboldun. Tıklamalarla kandırıldın, beğenilerle avundun, parmak uçlarına sıkıştırılmış bir dünyanın içinde gözünü hakikate kapattın. Artık senin para dediğin şey, dijital bir onaydan ibaret. Gün gelecek, bu parayı da ancak onların razı oldukları gibi kullanabileceksin. Rızaları olmadan alım yapamayacak, onların uygun görmediği fikri savunamayacak, onların onaylamadığı hayatı yaşayamayacaksın.
Ve sen hâlâ susuyorsun.
Zannediyorsun ki bu fırtına seni teğet geçecek. Zannediyorsun ki bu sistem seni içine çekmeyecek. Oysa seni çoktan yuttular. Sana seçme hakkı sunar gibi yapıp aslında sadece itaat etmeyi öğrettiler. “Güvenlik” dediler, özgürlüğünü aldılar. “Kolaylık” dediler, iradeni çaldılar. “İlerleme” dediler, seni Yaratan'dan uzaklaştırdılar.
Oysa senin özün unutturulamaz.
Senin mayanda bir diriliş saklı. Senin içinde, ne kadar bastırsalar da bir hakikat kıvılcımı var. O kıvılcım, Allah’ın adı anıldığında titreyen kalbinde hâlâ yaşıyor. O kıvılcım seni çağırıyor. Ayağa kalk. Uyan. Kalbini yeniden hatırla. Zihnini temizle. Ellerini aç ve "Ben teslim olmuyorum!" de.
Bu çağın putları artık ekranlarda. Bu çağın ilahları veri merkezlerinde. Ama senin Rabbin, zamanlar üstü olandır. O seni bir ticaretin, bir devletin, bir algoritmanın değil; sadece kendisinin kulu olarak yarattı. Bu yüzden önce şunu hatırla:
Senin kulluğun sadece Allah’a olmalı.
Senin sistemin, Kur’an’dır.
Senin pusulan, adalettir.
Senin gücün, tevhiddir.
Yeni bir çağ geliyor. Bu çağın insanları ya dijital köleler olacak, ya da hakikat erleri. Arası yok. Artık gri yok. Ya siyahın yanında duracaksın, ya da beyazın safında. Tercih senin. Ama unutma: Tercih etmeyenler, tercih edilenlerdir. Suskun kalanlar, zulme ortak olanlardır.
Bu çağda uyananlar, konuşmaktan korkmayanlardır.
Bu çağda uyananlar, kendi çözümünü üretendir.
Bu çağda uyananlar, sistemin dışında kalmayı göze alandır.
Ve bu çağda uyananlar, yeni bir düzenin temellerini atandır.
Kardeşim, şimdi senin zamanın.
Artık kalbini perdeleyen her şeyi çıkar.
Artık seni zihin köleliğine iten her şeyi sorgula.
Artık yeni bir hayatın ilk adımını at.
Ve o adımı Allah için at.
Bir diriliş için at.
Bir ümmet için at.
Bir nesil için at.
Çünkü bu zincirler, kalemle kırılacak. Bu zulüm, hakikatle çökecek. Ve bu uykudan ancak senin gibi uyananlar, başkalarını da kaldırabilecek.
"Gecenin en karanlık anı, sabaha en yakın andır."
Ve sabah yaklaşmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder