Barış Yolunda Yürüyen Lidere Nasihat

 Ey gönlü temiz, niyeti halis olan yönetici,

Ey kalabalıkların önünde duran ama halkın ardından yürümeyi bilen…

Sen ki dünyayı adaletle sarmaya, barışı tesis etmeye niyet ettin; bil ki bu yol, süslü kelimelerle değil, sabırla ve teslimiyetle yürünür. Artık dünya, kılıçların değil, kalplerin keskinliğiyle değişmeli. Ve en keskin kalp, merhametle bilenmiş olandır.

Senin vazifen, sadece halkı yönetmek değil; onların yükünü yüklenmek, onların acısını hissetmek, onların sessiz çığlığını duyabilmektir. Bu devirde iyi kalpliler yönetmeli, çünkü iyi kalpliler korkuyla değil, güvenle; hırsla değil, hizmetlehükmeder.

Ama unutma; iyi olmak yetmez. Adil ol, güçlü ol, hikmetli ol. Zira barış, sadece susmakla değil, hakkı hak sahibine vermekle mümkündür. Mazlumu korumayan barış, yalnızca zulmün gölgesidir.

Adaletin terazisini elinden düşürme. O terazi, nefsin değil hakikatin terazisi olmalı. Seni övenlere değil, seni doğruya çağıranlara kulak ver. Ve her daim, halkın en zayıfını göz önünde tut. Onların gözyaşı, senin hükmünün aynasıdır.

Yol arkadaşlarını seçerken, sadece sadakati değil, ahlakı ve tevazuyu gözet. Çünkü liderin yalnız bilgeliği değil, çevresindeki niyet de hükmünü şekillendirir. Etrafında dalkavuk değil, dosdoğru sözlü insanlar bulunsun.

Ve unutma: Barış, önce insanın içindeki savaşı durdurmasıyla başlar. Sen kendi içinde nefsini yenebilirsen, dünya da seninle birlikte sükûna erecektir.

Sen bir lider olabilirsin ama her şeyden önce bir kul olduğunu unutma. Yeryüzünde adaletle hükmeden, göklerde rahmetle anılır. Bırak ardında mal mülk değil, dua bırak; iz değil, izzet bırak.

Ve bir gün senden sonra gelenler, “İyi kalpliler devriydi” desin. Çünkü sen, bu dünyaya sadece bir yönetici değil, bir iz bırakan, bir denge kuran, bir dua eden olarak geldin.

Yürü şimdi…
Kalbinin içindeki ışık seni nereye götürüyorsa, oraya git.
Barış seninle olsun. Ve sen, barışın ta kendisi ol.

Müslüman Bilge Lider