Kardeşlik ve Adaletin Yeniden İnşası: İsrailoğulları'na ve Tüm İnsanlığa

 Ey insanlar! Yeryüzündeki her bir canlı, Allah’ın kudretiyle var olmuştur ve her biriniz, O’nun yolunu izlemekle sorumlusunuz. Kardeşlik, insanlığın temeli, adalet ise tüm toplumların sırtını dayayacağı direğidir. Ne yazık ki, bir zamanlar kardeşliklerini koruyamamış ve birbirlerine zulmetmiş olanlar, her yüzyılda aynı hataları tekrar etmişlerdir. Müslümanlar, kendi aralarındaki birlikteliği ve sevgiyi kaybettiklerinde, zulmün ve adaletsizliğin acılarını her geçen gün daha çok hissedeceklerdir. Bugün, yalnızca ümmetin değil, tüm insanlığın bu değerleri yeniden anlamaya ve uygulamaya ihtiyacı vardır.

İsrailoğulları, bir zamanlar Allah tarafından bir araya getirilmiş ve adaletle hükmetmeleri için seçilmiş bir halktır. Fakat, ne yazık ki zamanla onların da kalpleri katılaştı ve güç, servet ve iktidar uğruna birbirlerine zulmettiler. Bu, yalnızca o dönemin halkını değil, tüm insanlığı derinden etkilemiştir. Her bir toplum, eğer adaletin ve merhametin ışığından uzaklaşıp bencillik ve zulümle hareket ederse, sonunda hep kaybeder.

Her şeyin başlangıcı ve sonu yalnızca Allah’a aittir. İnsanlar arasında kardeşlik ve merhamet yerine, kin ve düşmanlık büyüdükçe, hem bedeni hem de ruhsal olarak yozlaşma kaçınılmaz olur. Huzur ve barış arzulayan bir toplum, ancak birbirine adaletle davranarak, zulmün ve haksızlığın kökünü kazıyabilir.

İsrailoğulları'ndan ne beklenir? Adalet! Onlar, geçmişte ne olursa olsun, bugün doğru yolu bulmak için Allah’a yönelmelidirler. Adalet, ne sadece kuvvetli olanın, ne de zengin olanın lehine olmalıdır. Adalet, her insanın haklarını güvence altına almalıdır. Bu, yalnızca bir halkın sorunu değil, tüm insanlığın ortak sorunudur. Çünkü zulüm, sadece bir toplumu yıkmakla kalmaz, tüm insanlık onurunu yok eder.

Zulmün sona erdiği ve adaletin yeniden hüküm sürdüğü bir çağ yakındır. Kardeşlik, yalnızca bir kelime değil, yaşam tarzımız olmalıdır. Tüm dünyada zulme uğramış olanların yanında durmalı, zayıf ve mazlumların sesi olmalıyız. Bunu yaparken, tarihsel hatalardan ders almalı ve nefreti, düşmanlığı kalplerimizden silmeliyiz.

Unutmayın ki, bir halkın geleceği, onun inançları ve ahlaki değerleriyle şekillenir. Birbirimize zulmetmek, yalnızca kendi düşüşümüze sebep olur. Oysa merhamet ve adalet, hepimizi daha yüce kılar. İşte, gerçek zafer bu yolda olacaktır.