Dünya Hayatının Gerçek Mahiyeti

 Ey Allah’ın kulları! Biliniz ki bu dünya hayatı, aldatıcı bir serap ve geçici bir oyundan ibarettir. İnsanlar, varlık ve nimet içinde yüzdüklerini zannederken, aslında asıl hayatın hakikatini unutmaya meyillidirler. Dünyanın süsü ve ihtişamı, gönülleri oyalayan bir perde misalidir; kalpleri hakikatten uzaklaştıran, insanı geçici arzulara esir eden bir illüzyondur.

Rabbim buyurur ki, “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Asıl hayat, ahiret yurdundaki hayattır, keşke bilselerdi.” (Ankebut, 64) Bu ilahi söz, bizlere gerçek huzurun ve ebedi saadetin yegâne adresini hatırlatır. Dünyada sürüp giden her şey, bir gün sona erecek; zenginlik, şöhret, makam ve her türlü dünyevi nimet, ardında sadece birer hatıra olarak kalacaktır. Oysa ahiret yurdu, hiçbir sonu olmayan, ebedi mutluluğun ve gerçek huzurun menzilidir.

Ey gönüllerini dünya meşgalesine kaptıranlar! Zaman geçicidir, insan ömrü bir göz açıp kapayıncaya kadar tükenir. O hâlde, oyun ve eğlenceden ibaret bu dünyaya aldanmayın. Çünkü kalbinizin en derin arzusunu doyuracak olan, ahiret yurdundaki sonsuz yaşamdır. Dünyada yaşanan tüm dertler, sıkıntılar ve zorluklar, ebedi hayatın yanında bir anlık gölge gibidir. Bu kısa ömrü, Rabbimizin rızasını kazanma yolunda, O’na yönelerek ve O’nun hoşnutluğunu arayarak değerlendirin.

Dünya, Allah’ın bizi sınadığı bir yerden ibarettir; kimin gerçek manada teslimiyet gösterdiğini, kimin oyun ve eğlencenin peşinde savrulacağını görmek için. İnsanoğlu, ahireti unuttuğunda dünya hayatı ona tatlı gelir; ancak bu tatlılık, içi boş bir lezzet gibi, ebedi saadetle karşılaştığında anlamsızlaşır. O yüzden, öyle bir hayat yaşayın ki, sonunda pişmanlık değil, ebedi kurtuluş ve rahmet olsun.

Ey Allah’ın sevgili kulları! Kalplerinizi bu geçici dünyadan ayırın ve onu ahiretin ışığıyla nurlandırın. Burası sadece bir duraktır; esas menzil, ebediyet yurdudur. Zira gerçek huzur, sadece Rabbimizin katındaki sonsuz rahmettedir. Keşke bilseydiniz, bu dünyanın gelip geçici oyununa aldanmazdınız. Öyleyse, kalplerinizi ebedi hakikate çevirin, dünya süslerine değil, Rabbimizin ebedi rızasına talip olun.