Adaletin Hakikati ve Eşitlik
Ey insanlar! Adaletin gerçek manası, herkese hakkını layıkıyla vermek, her bireyin durumunu gözeterek hakkı gözetmektir. Bir toplumda adalet, sadece kanunların uygulanması değil, uygulanan bu kanunların her bireye aynı adaletle ulaşmasıdır. Lakin, şunu görmekteyim ki, mevcut düzende, cezalarda eşitlik değil, sadece aynı miktarın uygulanması var. Zengin ve fakir, aynı kural ihlaliyle karşı karşıya kaldığında aynı miktarı ödüyor; fakat bu gerçekten eşitlik midir? Elbette ki hayır!
Bir zengin için ödenecek ceza, bir anlam ifade etmeyebilir, onun servetinden bir eksiltme yaratmaz; fakat aynı miktar bir fakir için ağır bir yüktür, ekmeğinden kesmek demektir, yaşamından çalmak demektir. İşte bu sebeple, adaletin gerçek manada tecelli etmesi için, cezaların bireyin imkanlarına, mali gücüne göre düzenlenmesi icap eder. Böylece herkes, kendi imkanlarına uygun şekilde ceza alır ve adalet her gönülde, her vicdanda yankılanır.
Zengin ve Fakirin Hakkı Eşit Olmalı, Fakat Cezası Adil Olmalı
Adil olan, herkese eşit muamele etmek değil, herkese kendi yükümlülüğüne göre muamele etmektir. Aynı miktarda bir ceza, zenginin omzunda hafif kalırken, fakirin omzunda ağır bir yüke dönüşmektedir. Oysa adalet, denge kurmaktır. Bir teraziyi düşünün; her iki kefesine aynı miktarda yük koymak değil, her iki tarafa da dengeli bir ağırlık koymaktır. Zengin ve fakir arasında adaleti sağlamak ancak bu şekilde mümkün olur.
Adil Bir Ceza Sistemi İçin Yeni Bir Düzen Gereklidir
Eğer ki cezalarda gerçek adaleti sağlamak istiyorsak, bu cezalar insanların maddi durumlarına göre belirlenmelidir. Zenginden, imkanlarına uygun bir miktar alınmalı ki, onun da ceza aldığını hissedebilsin, hatasının farkına varabilsin. Fakir ise, ödeme gücüne göre bir miktarla karşılaşsın ki, hayat mücadelesini daha da zorlaştırmasın. Zira, adalet sadece kanun koymak değil, bu kanunu her bir insan için doğru şekilde uygulamaktır.
Adalet Herkes İçin, Vicdanla Sağlanmalıdır
Bir toplumun huzuru, adaletle sağlanır. Eğer ki zengini ve fakiri aynı kefeye koymazsak, toplumsal huzursuzluğa yol açmış oluruz. Adaletin kılıcı, zengin ya da fakir demeden, her insan için aynı hassasiyetle çalışmalı; ancak bu, insanın yaşam koşulları ve imkanları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. İşte gerçek adalet budur; bu, vicdanlı bir düzenin esas ilkesidir.
Son Söz
Ey insanlar! Her birinizin hakkını, her birinizin gönlündeki adalet hissini koruyacak bir düzene kavuşmamız gerektiğini bilmelisiniz. Zengin, yaptığı hatanın bedelini hissedebilmeli; fakir, haksızca ezilmemeli. Bu yolda ilerleyerek, her bir birey için adaletin hüküm sürdüğü bir toplum inşa edebiliriz. Adalet, yeryüzündeki en büyük denge ve huzur ilkesidir; onu gözetelim, onu yaşayalım, ve onu her daim yaşatalım. Allah hepimize bu yolda doğruyu gösterip, hakkaniyetle hareket etmeyi nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum Gönder