Zaman kendi değerlerimize dayalı bir finans sistemi inşa etme sorumluluğuyla hareket etme zamanıdır.

 Günümüz ekonomik düzeni, çoğu zaman faizli işlemler ve borç verme mekanizmaları etrafında şekilleniyor. Ancak, bu sistemin sunduğu seçenekler, çoğu Müslüman bireyin inançlarıyla çelişiyor. Bu noktada, mevcut bankacılık sisteminin sunduğu faizli finansman modelleri yerine, kendi finans kurumlarımızı kurma zamanının geldiğini düşünüyorum.

Kendi finansal yapılarımızı oluşturmak, sadece ekonomik bağımsızlık açısından değil, aynı zamanda inançlarımıza uygun bir yaşam sürme ihtiyacı için de son derece önemlidir. İslami öğretiler, faizin haram olduğunu belirtirken, aynı zamanda adalet, paylaşım ve dayanışma gibi değerlerin teşvik edilmesini de öngörüyor. Ancak, mevcut sistemin getirdiği kısıtlamalara boyun eğmek, hem bireysel hem de toplumsal olarak bizi geri bırakıyor.

Siz hiç akletmez misiniz diye defalarca uyaran kitaba iman eden Müslümanların aklını başkalarına devretmesi, gerçekten de son derece acı bir durum. İnançlarımızı ve değerlerimizi göz ardı ederek, başkalarının belirlediği ekonomik kurallara tabi olmak, kendi potansiyelimizi kullanmamızı engelliyor. Bu durum, sadece bireyler için değil, toplumun genel yapısı için de büyük bir sorun teşkil ediyor. Çünkü, biz kendi değerlerimize dayalı bir ekonomik sistem oluşturmadığımız sürece, başkalarının dayattığı kurallara mahkûm kalmaya devam edeceğiz.

Kendi finans kurumlarımızı kurmak, aslında toplumsal refahı artırmak ve ekonomik adalet sağlamak adına atılacak önemli bir adımdır. Bu yeni yapı, insanların ihtiyaçlarına cevap veren, adil ve etik bir finansal sistem oluşturma potansiyeline sahip olacaktır. Böylece, sadece bireyler değil, tüm toplum bu yapıdan faydalanarak daha sağlam ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı inşa edebilir.

Sonuç olarak, artık kendi değerlerimize dayalı bir finans sistemi inşa etme sorumluluğuyla hareket etme zamanıdır. Bu, sadece faizden kaçınmakla kalmayıp, aynı zamanda adalet, eşitlik ve dayanışma gibi değerleri hayata geçirme yönünde de atılacak kritik bir adımdır. Bu süreçte, her bir bireyin katkısı önemlidir ve ancak birlikte hareket ederek, kendi ekonomik geleceğimizi inşa edebiliriz.