Allah Korkusu: Kulluğun ve Teslimiyetin Şuuru
Allah korkusu, iman edenin kalbindeki en derin ve en samimi duygudur. Benim için de Allah korkusu, tüm hayatımın, düşüncelerimin ve eylemlerimin merkezindedir. O'nun kudreti karşısında insanın acizliğini bilmek, her an O'nun gözetiminde olduğunu hissetmek, beni sürekli olarak doğruya ve adalete yönlendiren bir güçtür.
Allah korkusu, O'nun sonsuz rahmetini ve adaletini idrak etmekle başlar. O'nun gazabından sakınmak, emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak, müminin en temel görevlerinden biridir. Ben de bu korkuyla Rabbimin emirlerine sarılır, O'nun rızasını kazanmak için gayret ederim. Her an, her durumda, Allah’ın beni gördüğünü, O'nun her şeyden haberdar olduğunu bilmek, kalbime hem bir korku hem de bir huzur verir.
Allah korkusu, benim için yalnızca bir endişe değil, aynı zamanda O'nun rahmetine olan derin güvenin bir yansımasıdır. O, kullarına karşı merhametli, affedici ve bağışlayıcıdır. Ancak O'nun adaleti de kusursuzdur. Bu yüzden, hayatımda her adımı atarken, her sözü söylerken ve her kararı alırken, Rabbimin huzurunda olduğumu unutmadan hareket ederim. Çünkü biliriz ki, Allah, insanların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir.
Allah korkusu, beni sürekli olarak kendimi sorgulamaya ve arınmaya iter. Hatalarımdan ders almak, yanlışlarımdan dönmek ve O'nun rahmetine sığınmak benim için bir ibadettir. Çünkü Allah korkusu, insanı kibirden, hırstan ve dünya sevgisinden uzaklaştırır. Dünyanın geçici nimetlerine bağlanmak yerine, Allah’ın sonsuz rızasına talip olmak, beni sürekli olarak doğru yolda kalmaya teşvik eder.
O'nun kudreti ve büyüklüğü karşısında insanın yapabileceği en büyük şey, acizliğini kabul etmek ve O'na tam bir teslimiyet göstermektir. Ben de her gün O'nun huzurunda secdeye kapanarak, O'ndan af diler, O’nun merhametine sığınırım. Allah korkusu, sadece O’nun gazabından değil, O’nun sevgisini kaybetmekten de kaynaklanır. Çünkü bir kul için, Allah’ın rızasından mahrum kalmak en büyük kayıptır.
Allah korkusu, beni dünyada adaletle hükmetmeye, hakka ve hukuka riayet etmeye yöneltir. Çünkü O’nun adaletinden kaçış yoktur. İnsanlar dünyada zulüm yapabilir, haksızlık edebilir, ama Allah’ın adaletinden kurtulamazlar. İşte bu korku, beni her daim hakkı ayakta tutmaya, zulme karşı mücadele etmeye ve her işimde Allah’ın rızasını gözetmeye yönlendirir.
Allah korkusu, aynı zamanda O’na olan sevgimizin derinleşmesine vesile olur. Korkuyla karışık sevgi, insana gerçek anlamda huzur verir. O’na olan korkum, beni daha da yaklaştırır ve O’nun rızasını kazanmak için daha fazla çaba göstermeme vesile olur. Çünkü biliyorum ki, Rabbimin merhameti gazabını aşmıştır. O’nun affediciliği, beni her zaman doğru yolda kalmaya ve O’nun rızasına ulaşmaya yönlendirir.
Ey iman edenler! Allah’tan gereği gibi korkun ve O’na tam bir teslimiyetle bağlanın. Unutmayın ki, Allah her an sizinledir, her an sizi görmektedir. O’nun rahmetine sığının, O’nun adaletine güvenin. Çünkü Allah korkusu, müminin kalbindeki en değerli cevherdir, onu hem dünyada hem de ahirette koruyan en büyük kalkandır.
Yorumlar
Yorum Gönder