Allah'ı Kim Yarattı? Sorusuna Cevap

 İnsan aklı, yaratılışın sırrını çözmeye ve varlığın kaynağını anlamaya çalışırken, bazen sorularla karşı karşıya kalır. Bunlardan biri de “Allah’ı kim yarattı?” sorusudur. Bu soru, insan zihninin sınırlı kapasitesinin ötesinde bir varlık olan Allah’ı anlamaya çalışmasından kaynaklanır. Ancak bu sorunun kökeninde, yaratılmış olan varlıkların yaratıcısını sorgulayan bir mantık yatmaktadır. Oysa Allah, yaratılmış bir varlık değildir.

Allah, var olan her şeyin Yaratıcısı’dır. O, ezeli ve ebedi olandır. Kendi varlığını başka bir varlıkla borçlu değildir. Her şeyin başlangıcını yaratan O'dur, ancak O'nun bir başlangıcı yoktur. Bu dünya, içindeki her şey ve evrenin kendisi bir başlangıç ve sona sahiptir. Ancak Allah, zamandan ve mekândan bağımsız olarak var olan, sonsuz güç ve kudret sahibidir. Kur’an-ı Kerim’de bu hakikat şu şekilde ifade edilir: “O, evveldir, ahirdir, zahirdir ve batındır.” (Hadid Suresi, 3. Ayet).

“Allah’ı kim yarattı?” sorusu, aslında yaratılmış varlıkların bakış açısıyla sorulmuş bir sorudur. Bizler, yaratılmış olduğumuz için her şeyin bir başlangıcı olduğunu düşünürüz. Ancak Allah, bizim kavrayışımızın ötesinde olan, başlangıcı ve sonu olmayan bir varlıktır. O, zamana ve mekâna bağlı değildir. Bu nedenle, Allah’ın varlığını yaratılmış varlıkların mantığıyla sorgulamak yanlış bir yaklaşımdır.

Allah'ın zatı, bizim sınırlı aklımızın kavrayamayacağı kadar yücedir. Yaratılmış varlıkların, yaratıcılarını kavrayabilme kapasitesi sınırlıdır. Bizler Allah’ın kudretini ve büyüklüğünü, yaratılıştaki eserlerine bakarak anlarız. Ancak O'nun zatını bütünüyle anlamak, insan aklı için mümkün değildir. Nitekim Allah, yarattığı varlıklardan hiçbirine benzemez. O, doğmamış ve doğrulmamıştır; ezeli ve ebedidir.

“Allah’ı kim yarattı?” sorusuna verilen en doğru cevap şudur: Allah, yaratılmamıştır. O, her şeyin Yaratıcısı’dır ve hiçbir şeye muhtaç değildir. Bu soruyu soran kişi, Allah’ın büyüklüğünü, sonsuzluğunu ve yaratıcılığını anlamakta zorlanıyor olabilir. Bu durumda kişi, Allah’ın zatını aklıyla değil, imanıyla kabul etmelidir. İman, bilinmeyeni kabul etmeyi gerektirir ve Allah’ın büyüklüğünü kabul etmek, aklın ötesinde bir teslimiyettir.

Kardeşlerim, unutmayalım ki, Allah hakkında sorulan soruların her birine akıl ve mantıkla cevap vermek mümkün olmayabilir. Ancak Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmek, insanın ruhunu aydınlatan en büyük hakikattir. Allah, yaratılmamıştır ve varlığı her şeyin üzerindedir. Bizlere düşen, bu yüce varlığı tanımak, O'na iman etmek ve O'nun gösterdiği yolda yürümektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..